İyi Oluş

Yılbaşı Tarifleri

Yılbaşına Özel Tarifler

by

Yeni yıla sayılı günler kaldı. Yılbaşını evde geçirmek isteyenler hazırlık telaşına girdi. Yılbaşı yaklaşıyor. Yeni yılı evde kutlamak isteyenler, yılbaşı yemekleri için hazırlık telaşına girdi. Evde çeşit çeşit yemek yapmaya vakit ayırmak istemeyenler, televizyon karşısında atıştırmalık tarifler ile yılbaşı akşamlarına eğlence katıyor. Hem kendiniz için hem de sevdiğiniz misafirler için Yılbaşına Özel Eğlenceli Tarifler

Astrolojik Detoks Zamanı

Astrolojik Detoks Zamanı

by

9 Ekim 2018 Terazi Burcu Yeni Ayında ise geçtiğimiz birkaç yeni ayda olduğu gibi Ay ile Plüton arasında bir bağlantı kuruluyor. Plüton tek başına zaten detokstur. Bir de Terazi’deki Ay ve kendisi de Oğlak burcunda ilerlediğinde, kalıplaşmış kurtulması gerekilen, bize zarar veren ve daha güzel olmamız için işe yarayacak her yeni hareketi destekler.

Detoks deyince ilk akla gelen birtakım sebzelerin suyunu sıkıp içmek ve vücudu temizlemek olabilir. Ancak burada bahsedilen fiziksel detoks da olabilir, duygusal detoks da olabilir. Önemli olan beden ve ruh bütününde daha iyi bir forma dönüşmek için transformasyon yapılmasıdır.

110 Gram

110 Gram -Dönerin yeni adresi

by

Döner ulusça çok sevdiğimiz bir tutku. Ancak et ürünlerini bile malum sebeplerden dışarıda rahatlıkla tüketemiyoruz. İşte rahatlıkla tüketebilmemizi sağlayacak yeni bir mekan keşfi.

Yeni nesil döner restoranı 110 gram, Bağdat Caddesinde kapılarını lezzet tutkunları için açtı. Eylül ayından itibaren Bağdat Caddesi’nde hizmet vermeye başlayan mekan, milli yemeğimiz olan dönerin lezzeti ve sunumuna yeni bir soluk getirdi. Tamamen yerli sermaye ile iki ortaklı bir aile işletmesi olan mekan, güler yüzlü çalışanları, modern ambiansı, wireless hizmetiyle hem gençler hem de aileler için “evindeymiş” hissi yaratan, keyifle zaman geçirilecek bir mekan.

Dikkat! Bahar geliyor… Depresyonu ile beraber!

by

Bahar depresyonu diye bir şey var!

Ben ve benim gibi kıştan pek de haz etmeyen insanların dört gözle beklediği, güneşin yavaş yavaş kendini göstermeye başladığı o muhteşem günlerdeyiz. Montlar, kazaklar, çizmeler yerini şortlara, tişörtlere, çiçekli elbiselere, sandaletlere bıraktı. Bahar geldi bahar…

Artık ısınmak için ısıtıcılara, kat kat giyinmeye ihtiyacımız yok. Hasta olduk olacağız endişesi ile sokağa çıkmamaya veda ediyor; “Hava 8’de kararıyor zaten”, “Aman ne gerek var otur oturduğun yerde”,” Yarın iş var” bahanelerimizi yavaş yavaş rafa kaldırıyoruz… Her yeni gün de daha aydınlık bir sabaha uyanıyoruz, gün boyu güneş eşlik ediyor bize, günler uzuyor ve biz aklımızdakileri gerçekleştirmek için daha fazla fırsat buluyoruz. Kış boyu ertelediğimiz, üşendiğimiz ne varsa harekete geçmenin zamanı geldi. Bir şeylere başlamak için o hep beklediğimiz “pazartesi günleri” tam da bu pazartesi günleri 🙂

Moda

“Biri Bana Moda Mı Dedi?”

by

Moda rüzgarı, sonbaharla beraber eserken bizde bu güzel esintiden yararlanmalıyız diye düşünüyorum. Yeni trend  markalar kendilerine reklam yüzü yerine, koleksiyonunu kendi ismiyle tanıtacak ünlülerle anlaşılıyor. Dünyaca ünlü markalar isimlerinden söz ettirmek için marjinal tasarımlar seçiyor. Hanım hanımcık yani kokoş diye adlandırdığımız giyim tarzı yerini sokak tarzına bırakıyor. Kısacası biraz ondan, biraz bundan hesabı her markaya, her tasarımcıya biraz dokunacağız.

Okulların açılmasıyla gerçek yaşama dönen bizler, moda defileleriyle, sosyal medyayla  2017-2018 sonbahar –kış koleksiyonlarıyla tanışmış olduk. Geçen senelerden farklı olarak yerli markalarda artık kendilerinden ve koleksiyonlarından söz ettirmeye başladılar. Her bütçeye hitap eden markalarımıza da bu sene bakmanızı tavsiye ederim.

Haydi Ai Weiwei ‘ye Gidelim!

by

Weiwei, Çağdaş Sanatın yanında sinema, fotoğraf ve mimari ile de uğraşıyor. Ama en çok dikkati çeken özelliği, muhalifliği…

Adalet ve özgürlüğün peşine düşen, sessizliğin sesi olmaya çalışan, bu süreçte ülkenin siyasi sahiplerini kendine düşman edinen gerçek bir aktivist ve gerçek bir sanatçı…

Tutuklamalarla, gözaltılarla, ev hapisleriyle dolu tüm bu hayat, hem sanatını yapıp hem de aktivist olmakta direnen bir karakter. Tutukluluk geçmişinin de gösterdiği üzere takibi zor birisi.

Etkilenmek için yeterince sebebim varmış değil mi?

Siz yine de benim anlattıklarımla yetinmeyin ve mutlaka gidin, görün, yaşayın…

Hamilelikte kabızlık

Hamilelikte kabızlık nasıl giderilir?

by

Anne adayı ilk hamile olduğunu öğrendiğinde yaşadığı heyecan, mutluluk, şaşkınlık sonra yerini yavaş yavaş başka gerçeklere bırakmaya başlıyor… Bu ilk aylar bazı anne adayları için çok rahat yaşanırken, bazı anne ayları daha fazla zorlanıyor. Değişen hormon seviyelerinin yarattığı bulantılar, kusmalar, aşırı uyku, yorgunluk, duygusal değişimler, halsizlik, kokulara aşırı duyarlılık gibi birbirinden farklı semptomlar ile başa çıkmaya çalışılıyor. Tabi ki bu saydıklarımı bazı hamileler yaşıyor. Ama hamilelikte ortak bir sıkıntı var; Hamilelikte kabızlık .

Gebeliğin ilk aylarında değişen hormonlar, alınan vitaminler, demir ilaçları gibi çeşitli nedenler Hamilelikte kabızlık ‘a  sebep olabiliyor. İlerleyen aylarda bir de bebeğin büyümesinden dolayı bağırsaklara baskı da ekleniyor. Bu durum, bir çok hamile için gerçekten rahatsız edici oluyor. Kimi daha yoğun bu rahatsızlığı yaşarken, kimi daha hafif atlatıyor. Ama yaşamayan hamile yok derecek kadar az.

Teknoloji Bağımlılığı

Teknoloji Bağımlılığı

by

Günümüzde bunların nimetlerinden yararlanmayan kimse yoktur herhalde. Hatta öyle ki; çağımızın çocuk oyuncaklarının yerini tabletler aldı sanırım. Her şeyimiz teknolojiyle bağlantılı. Herhangi bir teknolojik enstrümanımızdan biri, bir kesintiye uğradığında hepimiz sinirleniyor ve sudan çıkmış balık gibi oluyoruz. Peki, hiç bunların bize olan zararını düşünüyor musunuz? Zarar derken fiziksel olarak zararından söz etmiyorum. Bizdeki yarattığı manevi, içsel zarardan…Hepimiz Teknoloji Bağımlısıyız. Teknolojinin yararı tartışılamaz ama bize verdiği zararı farkında değiliz. Farkındayım diyen de kendine yalan söylüyordur bence ya da bu yazımı okuyan içinden gülerek “sen sanki benden farklısın” diyordur. Bu görüşümü kendimi de bu gruba dahil ederek söylüyorum zaten. Günümüzde yaşayan çocuk, büyük herkes buna dahil.
Bize  sunduğu  yararları sonsuz, bu tartışılmaz bir gerçek. Ama insanların doyumsuzluğu ve hep daha fazlasını isteme hırsı işin içine girince burada zararları açığa çıkıyor. Ne zamandır bu konuda düşünüyorum “ Biz  insanlar nasıl bu noktaya geldik?” “Bizleri bu kadar bağımlı olmak rahatsız etmiyor mu? “ Ya da “İletişim araçlarının bizleri asabi yaptığını farkında mıyız?”

Organik Hamile

” Organik Hamile ” Beslenmesi

by

Hamile kalınca insan direk beslenmeye takılıyor. Ne yemem lazım, onu mu yemeliyim, eyvah bu hafta balık kaç kez yedim, ya ceviz… İnsan bir anda değişen o efsane hormonların da etkisi ile evhamlı anne moduna girmenin ilk evresini beslenme ile yaşıyor. Açık konuşmam gerekirse, bunlara çok takılıp, stres olup, bebeğime yarardan daha çok  zarar vermeme kararımı hamileliğimin çok erken zamanlarında aldım. Ama tabi ki dikkat etmedim değil. Sadece bunu bir travma haline getirmedim. Çünkü bence insana en büyük zararı stres ve üzüntü veriyor. Bunu bire bir yakınlarımda görüp, yaşamış biriyim. Hayatımın önceliği stres olmamak ve mutlu olmak.

Asma Bahçeleri

Asma Bahçeleri

by

Evrene evim diyebilecek misin?
Ayaklarına sor, yüreğinde cesaret varsa,
Cevabı duyarsın.
İç, dış olmuş. Zan öyle ki; kıyamet ha koptu ha kopacak. Halbuki yerin altı milyon yıldır kaynıyor.
Ne büyük zannederiz kendimizi!
Gecenin gülen martıları alacakaranlığın sessiz yarasalarına sormuş… Belki de bir tek balinalar şahit bu konuşmalara.
Dalga boyları aşıyor, boyumuzdan ileri.
Önce yerleri, sonra gökleri, sonra merak içinde tüm evreni.
Boydan boya bir çocukluk kitabında görmüştüm, yemyeşil Babil’in Asma Bahçeleri…