Metafizik gücü, mistik duyguları, yüceliği ve duygusallığı çağrıştıran mor renk, asiliğin sembolü olarak da çağlardır hayatımızda yer alıyor. Ne kadınsı ne de erkeksi sayılan bu rengin dünyasında keşfedecek çok şey var.
- yüzyıla damgasını vuran mor ve tonları 150 yıl önce İngiliz kimyacı William Perkin tarafından kömür üstünde deney yaparken bulundu. Bu nedenle mor rengin öyküsü, Oxford Caddesi’ni aydınlatan gaz lambalarının henüz 13 yaşındaki Perkin tarafından farkedilmesiyle başlıyor. Bu keşfinin peşinden giden Perkin; kömürden başka hangi renkleri elde edeceğini merak ediyor ve deneylere başlıyor. Taşkömürü katranından “anilin” maddesini elde eden Perkin, bu maddeyi oksitlenmeye tabi tutarak mor renkli boyarmaddeler grubunu yani leylak, mor, eflatun, macenta, patlıcan moru ya da frambuaz tonlarını keşfediyor. Bu renklerin istenilen miktarlarda üretilebilmesi ve renk yoğunluğunu koruyabilmesi bu buluşu ilginç ve önemli kılyor.
Eflatun 1857’de ilk ipek kumaşlarn boyanmasnda kullanılıyor. İlk zamanlar işler yolunda gitmese de Kraliçe Victoria kızının düğününde eflatun bir elbise giyince ve dünya modasının gözdesi Fransa kraliçesi Eugenie eflatun tonlarda kıyafet siparişleri verince bu renkler birden ilgi görmeye başlyor.
Pers kültüründe kutsal renk olarak kabul edilen mor, Ortaçağ’da asaletin rengi olarak tanımlandı. Ortaçağ’ın başlarında başpiskoposlar, kendi sınıflarına uygun olarak moru seçti. Roma İmparatorluğu’nda yalnızca kraliyet ailesi mensuplarnn kullanabildiği mor; başa geçmek, imparator ya da sezar olmak anlamına geliyordu. Katolik Kilisesi’nde bir din adam, hiyerarşik sistemde ilerleme kaydettikçe cüppesindeki mor tonların ve beneklerin says artıyordu. Piskoposlar leylak rengi giyinirken, erguvan giysili kardinaller, mor ametist taşlı yüzük takıyordu. Mor renk tarih boyunca mistikler, sanatçılar, düşünürler, düşünceleriyle toplumları yönlendirenler tarafından seçildi ve kullanıldı. Anlaşılmaz bir bütünlük ve birlik sağlayan bu rengin gizemli ve asil bir gücü var.
Mor Renk geçmişte mi kaldı?
Tabii ki hayır. Manevi enerjiyi simgeleyen morun, ruhsal yetenekleri ve zeka düzeyini geliştirdiğine inanlıyor. Günümüzde başkaldırının, farklılığın, feminist hareketin ve düşünce gücünün sembolü olarak görülen mor, modern ve sıcak bir renk olarak tanımlanıyor.
Mor Renk Meditasyon için ideal
Morun sakinleştirici etkisinin yanında uyarıcı ve insana güç veren bir taraf da var. Konsantrasyonu artırıyor. Meditasyon için en uygun renk olduğu düşünülüp insana dengeyi öğretiyor. Bu nedenle meditasyon, yoga, reiki, ayurveda gibi alternatif tıp aktivitelerinin yapıldığı mekanlar mor renkte süsleniyor. Mor bir ışığın yandığı ya da duvarları morun tonlarına boyanmış bir odada dinlenmek ve yorucu düşüncelerden arınmak mümkün. Renk uzmanlar özellikle yatak odalarının mor ve morun tonlarıyla boyanmasını tavsiye ediyor. En sağlıklı uykunun mor odalarda uyunacağı söyleniyor. Ancak dekorasyonda mor ve tonlarını kullanırken dikkat etmek gerekiyor. Çünkü mor, eskiye ait kalıntıları su yüzüne çıkarıyor ve serbest kalmayı sembolize ediyor. Uzmanlar değişimin ifadesini simgelemek adına morun kullanılabileceğini söylüyor. Örneğin açık renklerle dekore edilmiş salonunuza mor bir kanepeyle renk verebilirsiniz.
Mor – Dengenin rengi
Aslında renklerle ilgili bildiklerimiz sınırlı. Günümüzde doğal terapilerde renklerin gücünden faydalanılıyor. Ruhsal rahatsızlıklar, bedenin dengesinin sağlanması gibi konularda renklerden yardım alan uzmanlar, renk terapilerinde moru da kullanyor. Uzmanlar mor deyince “denge”den söz ediyor. Dengenizi yerinde hissetmediğiniz bir gün, farkında olmasanız da gözünüzün mor renge takldığını belirtiyorlar. Diğer yandan eklem iltihabı sorunları yaşayanlar için de morun iyileştirici özelliği bulunuyor.
Pazarlamanın sırrı Mor Renk!
Mor renk yazarlara da ilham veriyor. Örneğin Amerikalı Seth Godin. “Mor İnek” kitabında pazarlamada “olmazsa olmaz” olarak nitelendirdiği “dikkat çekici olma ve fark edilme” kavramlarını anlatıyor. Değişen dünya ve rekabet şartlarıyla birlikte artık pazarda eski yöntemlerle mücadele etmek ve başarı kazanmanın mümkün olmadığına değinen Godin, geleneksel pazarlama ve pazarlama iletişiminin sonunun geldiğini vurguluyor. Dikkat çekici ve farklı olan kişi ve şirketleri “mor inek” olarak ifade ediyor.
