Spor Sütyeni, kadınların spordaki gizli kahramanı. Doğru spor sütyeni, muhteşem bir antrenman ile hareketsizliğin arasındaki farkı belirleyebilir.
İyi bir Spor sütyeni çoğu zaman tayttan da, ayakkabıdan da daha önemlidir. Ama çoğu zaman da bu durumu görmezden geliriz. Spor sütyeni çok önemli bir amaca hizmet eder. Verdiği destekle, göğüslerin egzersiz sırasında meydana gelen hareketini, rahatsızlığı ve hatta doku hasarını en aza indirir.
Genellikle başka bir giysinin altına giyilse de Nike, Spor Sütyenini bir iç çamaşırından çok daha fazlası olarak görüyor.
Sütyen Tasarım ve İnovasyon Direktörü Nicole Rendone, “Herhangi bir sütyen vücudunuza tam oturduğunda kendinizi daha iyi hissedersiniz.” diyor. “Doğru spor sütyeni ise gerçekten formda ve sağlıklı olmak için yapmanız gereken şeyleri gerçekleştirmenizi sağlar.”. Sporculardan gelen geri bildirimleri farklı göğüs şekillerine ve doku yoğunluklarına dair verilerle ve derinlikli bilgilerle birleştiren Nike, her düzeyden sporcular için kadınlara özgü yüksek performanslı spor sütyenleri tasarlamış.
İlk kez 2012 Londra olimpiyatlarında Nike Flyknit Racer ile çıkış yapan Nike Flyknit, hafif, ayakla tam uyumlu ve neredeyse dikişsiz ayakkabı üst kısımlarının üretiminde kullanılan, dijital olarak geliştirilmiş bir örgü sürecidir. Bu teknoloji bugün, Nike Epic React koşu ayakkabısından LeBron James’in adını taşıyan Nike LEBRON 16 basketbol ayakkabısına kadar her spora yönelik Nike ayakkabılarında kullanılıyor.
Flyknit’i ilk kez ayak yerine vücutta kullanmayı deneyen mühendis ve tasarımcılar, hareket yakalama ve atlas haritaları hazırlama dahil 600 saatten uzun süren yoğun bir biyometrik test sürecini tamamlamışlar.
Kadınlar istedikleri aktiviteyi yaparken de kendilerini harika hissetmeli!
Rendone, “Nike FE/NOM Flyknit Sütyenin amacı, kadınların istedikleri aktiviteyi yaparken kendilerini harika hissetmesini ve güzel görünmesini sağlayacak maksimum destek ve rahatlığı vermekti.” diye açıklıyor. “Önceliği en önemli bölgelerde serinlik, nefes alabilirlik ve destek sağlamaya verdik.”.
Son derece yumuşak bir naylon-spandeks karışımı iplikten üretilen sütyen, dikişsiz bir yapı hissiyle birleştirilen iki adet tek katmanlı paneliyle vücuda tam oturuyor. Bu Flyknit süreci aynı zamanda tasarımcıların enkapsülasyonu (her göğüs için farklı bir kup kullanılması) kompresyonla (göğüslerin vücuda yakın tutulması) birleştirmesine ve böylece tel, dolgu, sabitleyici ve lastik gibi ek bileşenlere gerek kalmadan göğsü en iyi şekilde biçimlendirip desteklemesine ve rahat ettirmesine imkan veriyor.
Sonuçta malzeme ve dikiş miktarı önemli oranda azaltılmış. Diğer yüksek destekli Nike sütyenlerinde 41 parça ve 22 dikiş olabilirken, sadece iki panel ve biye bulunan Nike FE/NOM Flyknit Sütyen, Nike’ın ürün gamındaki diğer tüm sutyenlerden %30 daha hafif.
Nike FE/NOM Flyknit Sütyen
“Nike FE/NOM Flyknit Sütyen, yeni nesil bir sütyen.” diyor Rendone. “Klasik yüksek destekli sütyenlerin sunduğu tüm desteği, gücü ve rahatlığı sunuyor. Göğüsleri tamamen kapatması ise koşudan yüksek yoğunluklu antrenmana, bokstan bisiklete, yoga ve pilatese kadar her türlü aktivitede sporcunun kendini tamamen rahat ve güvende hissetmesini sağlıyor.”
Sütyenin Geleceği
FE/NOM Flyknit Sütyen, Nike’ın kişisel tercihlere en uygun sütyeni farklı kesim, destek, doku ve stil seçenekleriyle sunma hedefinin bir parçası. Nike’ın İlkbahar/Yaz 2019 sutyen koleksiyonunda üç farklı destek düzeyiyle ve 44G’ye varan beden seçenekleriyle tam 57 stil bulunuyor.
