21 Mart 2019 Perşembe günü Türkiye saati (İstanbul) ile 04:43’te Terazi Burcunda Dolunay gerçekleşiyor. Dolunay Terazi burcunun 0. derecesinde meydana geliyor. Bu önemli. Astroloji’de 0. ve 29. dereceler diğer yerleşimlerden daha fazla önem teşkil ederler.
Terazi Burcunda Dolunay’dan bir kaç saat önce İlkbahar Ekinoksuna geçiş yapmış olacağız. Ekinokslar önemlidir.
Terazi Burcunda Dolunay’ın Cıbırcası
Her zaman önce cıbırcasından bahsediyorum. Onu da önemseyenler var ve aslında mealine gelene kadar çalıştığım kısım burası.
Terazi Burcunda Dolunay’ın karşısında çiçeği burnunda ama yaralı bir Güneş var. Çiçeği burnunda çünkü Koç burcuna yeni giriş yaptı. Yaralı çünkü Şiron ile kavuşumda.
Yükselene yerleşmiş Kova burcu var. Harita yöneticisi Uranüs Boğa burcunda ve 3. evde. Geleneksel yönetici Satürn Oğlak burcunda ve 12. evde. Kendisi yetmezmiş gibi bir de Plüton ile muhabbette.
Dolunay’ın yöneticisi Venüs, Kova burcunda ve doğal olarak 1. evde.
Gerilemekte olan Merkür ve Neptün kol kola Balık burcunda seyrü sefada, yaralı Güneş’in seyahatine arkadan arkadan eşlik etmekteler.
Uranüs Boğa’da, Venüs Kova’da tatlı tatlı karşılıklı birbirlerini ağarlamaktalar. Bu karşılıklı al gülüm ver gülümcülük, tatlı ama ani değişimlere yardımcı olacaktır.
Terazi Burcunda Dolunay ‘ın Meali
Yeni Ay demek; Güneş ve Ay kavuşum halinde olacak demektir. Güneş mutluluk, Ay ise huzurdur. Huzur ve mutluluk, tıpkı Akrep ve Yelkovan beraber olduğundaki gibi, belli bir anda belli bir yerde ise, yeni bir döngünün başlangıcı olurlar. Yeni Ay’da ekmemiz gerekenleri ekeriz. Dolunay demek ise Ay ve Güneş birbirlerine karşı duruyor demektir. Dolunay zamanlarında ruhun istediklerine irademiz, karşı koymaya başlar. Çünkü Yeni Ay zamanı mantık ve kalbin bir araya gelip karar verdiklerine, Dolunay zamanı ruh yan çizmeye başlar. Veya tam tersi şekilde sol beyin ağır basmışsa, ruhumuz bu sefer irademize karşı çıkar. Olması gerekene, mantığa falan ayak diremek isteriz. Bir şekilde döngüye ters gelen konuların bitirilmesi gerekir. Ya kalben ya da mantık ile.
Terazi Burcunda Dolunay, dengeleri kurmak, ahenk oluşturmak, estetik kaygılar yaratmak, barış sağlamak, verme-alma dengesini kurmak ve bir şekilde güzelleşmek, güzelleştirmek ihtiyacındadır.
Terazi burcundaki Ay refleks olarak kabullenme eğilimi gösterir. Sırf fikirsel ayrılıkların huzur bozma potansiyeli yüzünden çoğunluktan yana olmayı tercih eder. Uzlaşmayı tercih eder. “Huzurum kaçmasın da, aman” diyen teyzedir. “Ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey!” diyen Hayriye Hanımdır. Bkz. Yaprak Dökümü. 🙂
Döngünün başına gidip kısaca hatırlamakta fayda var. Balık Burcunda Yeni Ay‘da yazmıştım. 6 Mart’ta. “Eski bir dostumuz var. Hani şu tam canımız yeni bir şeyler yapmak isterken, bir koku, bir ses, bir gülümseme, belki bir resim ile sürekli yanımızda oturan. Uzun süredir bizi sürekli içeriden kemiren, nedenini bilmediğimiz bir şekilde tam ses çıkarmak istediğimizde boğazımızı düğümleyen…” demiştim… “Özellikle ikili ilişkiler, uzun süren birliktelikler ve evliliklerden kalma vaadi çok uzun ama artık dönüşmesi gereken hisler… Bizi hem içten içe yiyip bitiren, hem de en yakın dostumuz arkadaşımız gibi elini bırakamadığımız duygular… Hani Sezen Aksu’nun Geri Dön şarkısı gibi…” demiştim… Hatırladınız mı? Hatırlayanlarla yola devam, hafıza tazelemek isteyenlere buraya bir link bırakıyorum. Okuyup hatırlamakta fayda var.
Yaralı bir “BEN” var ortada
Yaralı bir “BEN” var ortada. Kabul etmek lazım. Neden yaralıyız? ‘ı biraz anlatmıştım Yeni Ay yazımda. Kendim de sebebim tabii her kaza gibi yaralarımın olmasına ama, bir yandan da aynı kazayı tekrar tekrar yaşıyor yaşatıyorum. Ne geçmişmiş be kardeşim! Kalamadı gitti bir türlü geçmişte! Hortlak gibi, hayalet gibi, bazen rüyalarımda, bazen anksiyete nöbetlerimde, bazen bir Sezen şarkısında ama tepemde bu geçmiş. Burada metafor bariz; ben diye anlattığım sensin, o, benim de yine aynı zamanda…
Şans bu ya; senin yaralarından onda da var. Ve dönesi var aynı senin gibi yaralı bölgelere. Yaraları sarabilir misiniz? Tabii ki! Her zaman ihtimaller vardır. Ancak iyileştirmekle, sırf konfor alanın diye, sırf aman ağzımızın tadı kaçmasın diye, sırf bir kere burada huzur bulmuştum, şimdi bulamıyorum ama ihtimalini arıyorum diye, aynı yerde yaralarla kanamaya devam etmeyi karıştırmamak lazım. Değer değmez, senin meselen, senin kararın. Bencesi; özgüvenine sor! Onun yanında azalıyor mu, artıyor mu? Seni daha alt bir sen’e götürüyorsa yara büyüyor demektir, uzaklaş.
Yin ve Yang. Zıtlıklardan doğan birlik.
Yaralıyken yine, kendini yaraladığı yerden iyileşmek istiyor insan. Tekrar dengeleri kurmak, tekrar huzur bulmak, tekrar güzelleşmek ve tabi ki yine gülecek bir neden istiyor! Harekete geçecek enerji saolsun Koç burcu mevsimi ve Ekinoks ile beraber geliyor. Hareketimizin motivasyonu geçmiş ama yönü gelecek. Üstelik de çok inovatif, hayalini bile kuramayacağımız, tahayyül bile edemeyeceğimiz bir gelecek. Güzel, farklı, düzen bozan ama yenisini de kuracak bir gelecek.
Hayat pürüzsüz bir buz pisti bile olsa, biz de profesyonel bir buz patencisi bile olsak, her zaman kayıp düşme ihtimalimiz var. Sürekli dengede kalmaya çalışsak da bazen toto üstü düşebiliriz. Sonrası seçim. Artık kaymayacağım, bir seçim. Yerde uzunca bir süre oturup ağlamak, bir seçim. Tekrar denemek, bir seçim. Buz pateni fena değil ama benlik değil de bir seçim. Kafayı gözü sürekli kırıp “olsun ya, buz çok tatlı” demek de bir seçim.
Mesele; sen nerede mutlusun?
Mesele; çektiğin acılar mutluluğunun gölgesinde mi? Yoksa gölgelerden mutluluğu göremez mi oldun?
Mesele; bir kere düştün diye buz patenini bırakacak mısın? Sorun pistte mi sende mi?
Mesele; buz patenenin sana uygun olmadığına karar verdiğin halde “sen mi büyüksün paten ben mi!” diye ısrar mı edeceksin?
Buzlu patenli bir şekilde verdim bence mesajı. Teşbihte hata olmaz.
Son mesajım; yeni bir sayfa açılıyor, sen yine aynı hikayeyi mi yazacaksın?