Aslında hikâye çok uzun, fazlasıyla da derin… Başından sonuna hepsini bilmene gerek var mı? Sanmıyorum Sevgilim . Birlikte çok mutlu olabiliriz aslında biliyorum, işte ben bu satırları sırf bu yüzden sen hayatımda yokken buraya yazıyorum… Ben seni alışılagelmiş, bilindik şekillerde sevmeyeceğim… Senden de beni daha önce sevilmediğim gibi sevmeni isteyeceğim… Ve göreceksin bu hiç de kolay olmayacak…
Öncelikle seni olduğun gibi, hiç değiştirmeye çalışmadan, sevmediğin huylarınla da kabul etmeye söz veriyorum… Seni ASLA değiştirmeye çalışmayacak, olmadığın biri gibi davranman için zorlamayacağım… Dolayısıyla sen benim ağzımdan “Gidemezsin!, Yapamazsın!” duymayacaksın… Çünkü insan istedikten sonra her şeyi yapabilir biliyorum, benim seni bunlardan men etmeye çalışmam olayları daha cazip hale getirmekten başka bir işe yaramayacaktır… Dolayısıyla şu an sahip olduğun hayat bundan sonra da tamamen senin olmaya devam edecek… Senden tek isteğim tamamı senin olan şu hayatta kararlarını verirken beni de düşünmen olacak, “BİZ’i” bitirmenle sonuçlanacak her seçimini, verdiğin her kararını iyice sorgulaman olacaktır…
Şimdiden sana sonsuz izin Sevgilim …
Demek istediğim uzun süreli dostlukların, çok önemli maçların, hatta uzun iş seyahatlerin olacak mesela… Şimdiden sana sonsuz izin… Sana ve tercihlerine her zaman saygı duyacağımı bilmeni isterim… Sen, sana sunduğum bu özgürlüğün içinde bana karşı dürüst olduğun ve beni aldatmadığın sürece dilediğince yaşayabilirsin sevgilim… Birileri sana benim seni sevmediğimi, sana değer vermediğimi, seni kıskanmadığımı söylerse eğer; onlara “Seni, bunca sene yaşamış olduğun ve sevdiğin o hayattan men etmeyecek kadar çok sevdiğimi ve sana güvenmeyi tercih ettiğimi” söyle sevgilim…
Aslına bakarsan ben, “Eşim / sevgilim beni ASLA aldatmaz” kadınlarından da değilim… Sadece aldatmak için uzun iş seyahatlerine, şampiyonluk maçlarına, erkek erkeğe rakı balık akşamlarına gerek olmadığının farkındayım diyelim… Karşı cinsinin olduğu her yerde aldatmanın mümkün olduğunu bildiğim için hayatı sana zindan etmeye hiç niyetim yok benim… Hayat senin, tercih senin…
Unutmaman gereken şey seni severek uğurladığım ve seçimine saygı duyduğum o yolun geri dönüşünün olmadığıdır, bil ki AŞK HERŞEYİ AFFETMEZ sevgilim… Seni ne kadar çok seversem seveyim, kendimi de en az seni sevdiğim kadar seveceğim… Eğer benden önceki kız arkadaşların senin için benim yapmadığım fedakârlıkları yapmışlarsa, seni defalarca affetmişlerse ve sen bunları dile getiriyorsan sevgilim, birlikte yiyeceğiniz ilk akşam yemeğini izin ver ben ödeyeyim…
Söz geçmişten açılmışken… Cevabını öğrendikten sonra sana hayatı muhtemelen zindan edeceğim sorular sormayacağıma da söz veriyorum… Ola ki dayanamaz sorarsam cevap vermeme hakkını da saklı tuttuğumu şuraya yazıyorum… Senin soracağın sorular ve alacağın dürüstçe verilmiş cevaplarla ne yapacağın konusunu da tamamen sana bırakıyorum… Birlikte mutlu olduğumuz sürece, benden ve senden öncesi hiç olmamış gibi davranmadıktan sonra tüm yaşadıklarımız vakit kaybından başka bir şey değil… Bana sorarsan geçmişin hayaletleriyle kavga etmektense, Ceylan Ertem, Su Soley, Cem Adrian falan dinleyelim derim…
Kadın olduğum için kendimi aciz, korunmaya ya da yönlendirmeye muhtaç hissettirmeye çalışan hemcinslerime de karşı cinslere de tahammülüm yok benim…
Bana nerde nasıl oturacağımı, kiminle görüşüp görüşmeyeceğimi, nerede ne giymem gerektiğini “Kadın dediğin…”le başlayan cümleler kurarak söylemene ASLA izin vermeyeceğim… Varsa böyle söylemlere bir meyillin, en başından bil isterim… Kadın olduğum için kendimi aciz, korunmaya ya da yönlendirmeye muhtaç hissettirmeye çalışan hemcinslerime de karşı cinslere de tahammülüm yok benim… Bil ki sen hayatımda yokken ben hayata dair birçok şeyi ailemden, arkadaşlarımdan, kitaplardan öğrendim… Özgürlüğü savunmayı bildiğim kadar, kendimi olası tehlikelere karşı korumayı da bilirim…
Şunu da bilmeni isterim… Ola ki başım benim hiç tahmin etmediğim şekilde derde girerse, bunun sorumluluğunu bizzat ben alacağım ve karşında savunmaya muhtaç küçük bir kız çocuğu gibi ağlamayacağım… Senden de bu süreçte tek beklentim sonuna kadar yanımda olman olacaktır… “Gecenin o saatinde ne işi varmış sokakta”, “şort giydiyse otobüste tekmelenmeyi hak etmiştir” erkeklerinden olacaksan eğer seninle hiç tanışmamış olmayı tercih ederim…
Daha öncede söyledim BİZ’im hayatımız hiç de kolay olmayacak sevgilim…
Seninle siyasi görüşlerimiz uymuyorsa senin oy verdiğin partiye oy vermeyeceğim, aynı takımın taraftarı değilsek derbilerde karşında ateşli bir rakip takım taraftarı göreceksin,mantıklı bir açıklaması olmadan sadece “istemiyorum” diyerek kesip attığın tüm sevdiğim şeyleri yapmaya devam edeceğim sevgilim…
Tüm bunlara rağmen BİZ ’den hala vazgeçmediysen eğer…
bil ki sana karşı hep dürüst olacağım… Çocukça oyunlar, kaprisler, entrikalar peşinde koşup seni yormayacağım… Karşılaştığın hiçbir zorlukta seni yarı yolda bırakmayacağım… Olur ya yaşadığımız sorunlar çözemeyeceğimiz kadar büyük olur ve çaresiz kalırsak bil ki erkek adam(!?) olduğun halde yanımda rahatlıkla ağlayacak ve ağlarken de yalnız olmayacaksın…
Eğer az da olsa birbirimize benziyorsak birlikte çok eğleneceğiz… Hiçbir zaman bitiremeyeceğimiz yap-bozlara başlar, spor salonlarına yazılır gitmeyiz, ama her seferinde bu sefer bitirmeden bırakmak yok deriz… PlayStation oynarız mesela, FIFA’yı falan bilmem ama Tekken’de seni zorlayacağıma eminim… Olur da canımız hiçbir şey yapmak istemez sadece susup oturmak isterse susar oturur, müzik dinler, okuduğumuz kitapların sevdiğimiz cümlelerinin altını çizeriz… Görenlerin mutfakta tüp patladığını düşüneceği şekilde darmadağın yemek yapabilir, en diyetli olduğumuz zaman diliminde koca dilim çikolatalı pastayı midemize afiyetle indirebiliriz… Hava güzelse sandal kiralar, balık tutmaya gideriz… Yağmurluysa yürüyüşe çıkar, çamur vs. aldırmadan çimlere serilebiliriz… Bir alışveriş merkezinin üst katında çocuklara ayrılan oyun alanında saatlerce oyun oynayabiliriz… Günübirlik geziler, hafta sonu kaçamakları planlar, bilmediğimiz bir şehrin bilmediğimiz sokaklarında sevdiğimiz şarkı çaldığında kimseye aldırmadan dans ederiz… Yapılacak o kadar çok şey var ki aslında…
Sırf bu kez farklı olsun diye;
Sen denersen ben de denerim…
