Akrep Burcunda Dolunay 2024
Akrep Burcunda Dolunay, görünenin altındaki gerçeği anlamak, yasak, gizli, gömülü olanı bulmak için can atar. Olaylar karşısında güçlü durmaya çalışıp, duygularını gizleme eğilimi gösterir.
Ay Akrepte aşırıdır. Nefret, tutku, kıskançlık, ölüm ile ilgili duygular doğurtur. Sadece doğurtmaz. Önce öldürür sonra doğurtur.
Her Zodyaklının kendine has bir gücü vardır. Her Zodyaklı Yaradan’ın hazinesinden bir başka gücü almıştır. Ancak küllerinden doğmak, biraz da olsa ilahiyat ister! Bu güç sadece Akrep burcunda vardır.
Ay Akrep’te Astrolojik olarak düşüktür. Su elementinin sabitleyeni olan Akrep’te gerçekleşecek olan bu Dolunay, yorucu ve yoğun enerjiler taşıyor. Çünkü hiç kimseye göstermek istemediğimiz tarafımız su yüzüne çıkıyor.
Akrep Burcunda Dolunayın Etkileri Nelerdir?
Dolunay anının haritasında Kova burcu yükselmekte. Birinci evin sonunda bulunan Satürn Balık, harita yöneticisi konumunda. Yine Uranüs, yeni kavuşum geçirdiği Jüpiter ile 4. evde yönetimde. Plüton Kova, Akrep Burcunda Dolunay anına kare, sert bir açıda, üstelik de 12. evden, yani korkularımızın olduğu yerden sesleniyor.
Korkularımızın, öfkelerimizin, anılarımızın, duygusal yükümüzün, bilinçaltımızın sesi çok yüksek çıkacak. Tüm karanlık taraftarımıza rağmen, yine de aydınlık olamaz mı?
Hepimizin karanlık bir tarafı var. ‘Karanlık taraf’, Akrep’in bölgesidir. Akrep durgun, karanlık sulardır. Bir miktar takıntılı olduğumuz, hatta kimsenin görmesini istemediğimiz taraflarımızdır. Aynanın aslı değil, sırrıdır.
Yoğun bir duygusal deneyim yaşadığımızda sıklıkla yaptığımız şey, hislerimizi gömmektir. Birisi bizi üzerse, hele ki sevdiğimiz biri ise, çoğunlukla onunla yüzleşmeyiz. Özünde, yoğun bir duygusal alışverişin verdiği rahatsızlıktan kaçınırız. Bazen başkasına anlatır, amiyane tabirle arkasından konuşur, anlık rahatlarız ama geçmez, izi kalır. Bazen sadece daha çok öfkelenip, o öfkeyi biriktiririz. Bazen bilinçli, bazen bilinçsiz intikam almanın, aynı üzüntüyü ona da yaşatmanın yollarını ararız. Bazen bambaşka konuları konuşurken, bizimle ilgili algılarını manipüle edip, o kırıldığımız anı hatırlatan, gizli anlamlar taşıyan şeyler söyleriz.
Yeterince tekamül etmediğimizde, ne bu biriken çöplüğü temizlemek kolaydır, ne de insan olmaktan, egodan kurtulmak kolaydır. Ne zaman içeride biriktirdiklerimizi dönüştürmenin bir yolunu buluruz, işte o zaman hafifler ve aydınlanırız.
Küllerinden doğan Anka kuşu, Plüton’un simgelerinden biridir. Anka kadar güzel olmak ve yeniden uçabilmek için, insanın kendi elem, keder kazanında yanması gerekir. Kül olması, hiç olması gerekir ki; yeniden doğabilsin.
Yeniden doğan insan, acıya vakıftır. Birinin elinden gelenin en iyisini yapmak için çabaladığını anlayabilir. Birinin çok kırıldığını anlayabilir. Birinin göz yaşlarının kirpiklerinde beklediğini anlayabilir. Kendi yangınından geçen biri, başkasındaki yangını da görebilir. Bir önceki formunda kıskanan, öfkelenen, manipüle eden taraf, artık sadece sadıktır. Yandığını gördüğü her şeye sadık.
Dünyadaki tüm erdemler arasında sadakat en değerli olanlardan biridir. Sadakat kazanılır ve bunu kazanmak genellikle çok zaman alır. Sadakatin getirdiği güven ve destek kesinlikle bu zamana değerdir.
Ancak maalesef hepimize sadakat modelleri sağlanmadı. Kendi ebeveynlerimiz veya akrabalarımız bile bize sadık olmadığında, bir referans çerçevemiz olmadığı için sadakatin ne anlama geldiğini anlamak zorlaşır. Umarım siz şahane bir ailede ve sadakat ortamında büyümüşsünüzdür ama yaşamımızın erken dönemlerinde sadakat eksikliği, taklitçi davranışlara, işlevsiz ilişkilere ve ileri yaşamda genel kafa karışıklığına yol açabilir.
Güven ve sadakat eksikliğinde büyüyen insan sıklıkla sosyal kaygıya ve netlik ve amaç eksikliğine düşer.
Hayatta gelişip ilerlemememizin, istediklerimizin peşinden gitmekte ve hayatımızın kontrolünü elimize almakta tereddüt etmemizin sebebi güven ve sadakat eksikliğidir.
Sadakat, birinin daha büyük iyiliğini savunmaktır. Birisi sizin için en iyisini istediğinde size sadıktır. Birisi için en iyisini istediğinizde, uzun vadeli çıkarlar doğrultusunda hareket ettiğinizde ve kendisinin en iyi versiyonunu desteklediğinizde ona sadık olursunuz. Çoğu anne bilinçsizce evladına sadıktır.
Sadakat, insanların birbirlerine sahip çıkmasıdır. Birisi sadık olduğunuz kişi hakkında kötü konuşursa, onun arkasında durursunuz gibi.
Bu duygudan eksik kalmış her şey, 12. evde birikir ve hayatınızın sahnesi ne olursa olsun, benzer duygular eninde sonunda buraya kaçar. Diğer bir versiyonu, burada biriken duyguları anımsatan, hayatın alanlarından siz kaçarsınız.
Akrep, bu çok önemli duyguyu; güveni, sadakati, desteği mükemmel bir şekilde somutlaştırmaya çalışan bir burçtur. Akrep Burcunda Dolunay, 12. evde biriktirdiğiniz her şeyi, Plüton’un çakmağını çakarak ateşleyecek ve yakacaktır.
Asıl soru; siz neler biriktirdiniz 12. evinizde? Nelerden eksik, nelerden desteksiz, nelerden güvensiz kaldınız mesela?
Nelerden korktunuz, nerelerde yalnız desteksiz savaştınız?
Kim esirgedi sadakatini sizden? O duyguyu size hatırlatan, size değersiz hissettiren nerelerden kaçtınız?
Nerelerde yersiz, nerelerde yurtsuz, nerelerde o derin sevgisiz hissettiniz?
Bunların hepsi için kimlere öfkelisiniz?
Tüm ömrüm şu üç söz; Hamdım, Piştim, Yandım! (Mevlana)
Kıssadan hisse; aynanın sırrında biriktirdiklerin, kendi kazanında pişirince senin de sırrın, seni diğer insanlardan ayıran hazinen, deryan denizin olur.
Ne biriktirdiysen kendi sırrında, işte şimdi onları toparlayıp yakma, onlarla yanma vakti. Dertle yanıp, ney olma vakti. O sesi çıkaran vesile, zamanının yangını, dağlanmasıdır.
Bir amaca, bir tutkuya, bir sadakate pişme vakti. Belki korkularından, belki yalnızlıklarından, belki acılarından, belki çocukluk travmalarından, yeni bir versiyonunu yana yana çıkarıp, yeni bir sevdaya uçma vakti.
Akrep Burcunda Dolunay’ın Burçlara Etkilerini instagram sayfamda bulabilirsiniz.
Öperim gözlerinizden!