27 Kasım İkizler Burcunda Dolunay, İkizler burcunun 4. derecesinde saat 12:16’da gerçekleşiyor.
İkizler burcunda Dolunay, dünyada neler olup bittiğini anlamak, bilgi toplamak, topladığı bilgiyi aktarmak ve en önemlisi çenesi düşene kadar konuşmak ihtiyacındadır. 5. eve düşünce de bu zavallı, bilmediği halde aşktan bahsetmek ister. Sevgiyi, bir olmayı anlamak ister. Ama zavallı işte; akıl, kalpte bir olmayı anlamaz ki; hesap bilir kitap bilir; özü bilmez. O yüzden Hava grupları bu kadar mahsuptur. Onca lisanına rağmen aşktan konu açamaz.
27 Kasım İkizler Burcunda Dolunay haritasında dikkate aldıklarım;
- İkizler Burcunda Dolunay, 5. evde ve karşısındaki Güneş Yay burcunda 11. evde
- Dolunay’ın yükseleni Kova Burcu, harita yöneticisi konumundaki Satürn Balık burcunda ve 0 derece (Aneritik olduğundan kıymetli)
- Mars Güneş Kavuşumda; aksiyon, hız katar.
- Venüs Terazi, Güney Ay Düğümü kavuşumda.
- 14 Ekim tutulmasına işaret var.
- Dolunay Satürn Kare açısı mevcut.
27 Kasım İkizler Burcunda Dolunay ‘ın Etkileri Nelerdir?
Kimlere karışırsan karış, sen, içinde yine aynı sensin. Nereye gidersen git, yine seni götüreceksin!
İyilik varsa içinde nereye gidersen git götüreceksin. Kuruntu, varsa, onu da götüreceksin.
Hayat “777” ve hayallerinden ibaret mi, benim Kova aklım onu bilemez.
Ancak bildiğim bir şey var; göz (insan gözü) yeterince görmez. Bu Dolunay’ a düşen akıl da dünya sırrını görmeye yetmez. Göz, gördüğünü bilir ama asıl gören gönüldür. İnsan gönlü ile görebildiği zaman insandır. Bu dünya ise, Kova aklımda, çoktan gönül gözünden geçmiştir.
İkizler, ve karşıtı Yay, hep gezmek, öğrenmek, keşfetmek ister. Ama bilmek de yetmez bazen. İnsan ruhu arada bir hiç olmak, hiçte bir süre dinlenmek ister. Hiç, derin bir kuyudur. İnsan bir kuyuda hiç olmak, hatta yok olmak ister bazen. Dinlenmek budur.
İnsan bazen, hepsinden herkesten saklanmak ister. Bazen de herkese karışmak ve hepsi olmak…Bu Dolunay, öyle bir yer; hem herkese karışmak istediğin hem de hiçe karışmak, sadece hiçte, kendi kuyunda kalmak istediğin.
Bazen yüzlercesine karışırsın da hiç olursun, bazen de bir hiçte herkes olursun.
11. ev Güneş’i, umuttur herkesler içinde, ve 5. ev Ay’ı yüzlerce soru işaretidir kimseler arasında. Hayat gibi! Kalabalıklar içinde yalnızlık, yalnızlık içinde çokça insan.
İnsan, el ister, bir ağaç ister. Bir el, kendine bir basamak daha çıkartan, ” gel, benim elimi tut” diyen ve ağaç; sırtını güvenle yasladığı. Yoksa yalnızdır onca kalabalık içinde ve varsa da tektir onca sohbet, kuru kalabalık içinde.
Bir umuttur yaşamak ve Sezen Aksu’nun dediği gibi “hayat bir kaç güzel anıdan ibaret.”.
İnsan gerçekten aşık olunca, akıl susar. Korkusu, kaygısı, tek göz odası cennet olur. Ağlarken güler olur.
Cehennem, aşkı hiç bilmemiş kalplerin yandığı yerdir. Günah da bundan işlenir. İnsanın kalp gözü kör olunca, acı kör olur. Başkasının acısı da kör olur. İnsan bu yüzden kolaylıkla can yakar. Çünkü kendi canı yanmayı bırakır.
Hayatta her şey istediğimiz gibi olacak diye bir kaide yok!
Keşke olsaydı. O zaman zaten hayat, hayat olur muydu bilemem. İnsan fıtratı itibari ile maalesef zoru sever. Madem hayat soframıza, işte senin, benim, soframda olanı koydu, yiyeceğiz. Yiyemiyorsak, zor insanız ya zaten 🙂 Ya da zor hayatlar yaşayan insanlarız.
Madem ki hayat önümüze böyle bir yol çıkardı; biz de o yolu güzel kılacağız, değil mi?
Benim de zoruma gidiyor. Onca yürüdüğüm yoldan, attığım adımdan, kendimce çektiklerimden sonra… Ama misafir ya bu; geldi… Ne yapalım; sofrasını kurmak adettendir.
Neden sofrayı kuran, misafiri ağırlayan hep benim diye soruyor olabilirsin, hakkındır. Ben de soruyorum okuyan. Ama HAK, bana ve sana ağırlamayı uygun gördü belki de. Belki de bir zamanlar ağırlandık, bilemiyorum. Benim inancım, bir yere kadar sorgulayabiliyor. Bir yerden sonra iki seçenek var; ya kapını kapatacaksın ya da Hak’tan geldi deyip ağarlayacaksın. Her zaman, her anda olduğu gibi seçim senin. Ya ağaçsın sırtına yaslanılan ya da kulsun ağaç altında derman bulan.
Seçim meselesi ey insan.
Velhasıl Aşk güzel şey dostlarım.
Aşk denince insan hep bir romantiklik peşindedir. Oysa Aşk, özellikle de İkizler burcunda ise birden çok şeyde arayacaktır o aşkı.
Aşk, evlada da olur, bir yemeğe de, gördüğünüz bir güzelliğe de, yaradana da, yaradılana da, bir işe de…
Fakat en mühimi, aşk insanın kendinden başlar. Öce kendindeki güzelliği görmelidir insan. Yoksa sizde bir aşk, kimsede göremezsiniz de.
Kendini sevmek, bir merakla başlar. İkizlerdeki her şey ufak bir merakla başlar. Bu merak insanlara kıtaları keşfettirdi. Bilinmeyen yerler keşfetme arzusu, bilinmeyi bilme arzusu nice icatlar çıkardı. İnsanın kendine merakı da kendindeki cevheri bulmasına yardım eder. İnsan o cevherini bulunca da sever ve aramaya devam eder. Burası kendinizin en merak ettiğiniz ama bilmediğiniz yerlerini sorgulama noktasıdır.
Burada bulunacak ufacık bir cevap, ne yapmamız gerektiği hakkındaki ufacık bir fikir, bir sonraki aşamada müthiş bir rahatlamanın habercisidir.
Çok sevdiğim bir söz vardır; evrende her ne arıyorsanız, o da sizi arıyordur! Bir şey aramıyorsanız, bir şey de sizi bulmayacak. Ne kendiniz de, ne de evrende.
İkizler Ay ve Karşıt Güneş Yay, konforlu burçlar, konforda kalabilen burçlar değildir. Sürekli değişirler, devinirler, ararlar, gezerler. Bir İkizler burcu arkadaşınızı düşünün, kaç saat aynı yerde oturabiliyor? Veya bir Yay, kaç dakika aynı duyguda durabiliyor. 27 Kasım İkizler Burcunda Dolunay içinizdeki aşkı aramaya davettir.
Bu da mı gol değil! ( 27 Kasım İkizler Burcunda Dolunay )
Hiç bir İkizler Yeni Ayı ve İkizler Dolunayı çevresinde gelen haber boşuna değildir. Aslında bir çağrı, gizli mesajdır. Bu Dolunay, Satürn ve Neptün’deki halden ötürü daha da nadir.
Görünüşte önemsiz ayrıntıdaki daha derin mesaj ne olabilir?
Bu haberi neden aldınız? Bu sözü neden duydunuz? Ve neden şimdi?
Bu Dolunay gizli mesajları, kendinizi ve amacınızı daha derin bir şekilde anlamanıza yardımcı olacak kozmik kırıntılardır.
Ne bileyim Tanrı size ne yazdı.
Ama esen rüzgarı bilirim. Bazılarımız nasiplenecek. Gönlü büyük olanlar. Koşanlar. Koşup düşenler ve tabi ki tekrar kalkma cesareti gösterenler. Aramaya devam edenler.
Merak edenler. Aşktan, kendini merakla sevmekten vazgeçmeyenler.
Gol olmasa da, maçı kazanamasa da, bir sonraki maça inananlar.
Öperim bilirsiniz gözlerinizden!
*Hala instagramdan takip etmeyenler kullanıcı adım @yorman.