Bu yazı bir çok insanın kalp kırıklıkları ile yazıldı. Gökyüzünün söyledikleri ile bezendi. Yase’nin ağzından döküldü…
Bugün sosyal medya hesabımda gökyüzünün etkin bir açılanmasına ithafen bir soru sordum. “Siz hiç hak ettiğiniz halde, hak ettiğinizi düşündüğünüz güzelliklere ulaşamazken, bazılarının daha az efor sarf ederek sizin hak ettiklerinize sizden önce ulaştığınızı düşündünüz mü?”
Bu hisler bu günlerde daha fazla yüzeyde mi?
Neden böyle hissediyoruz?
Bir çok katmanlı sebep var. Bunlardan biri Venüs- Satürn karesi. Bir diğeri Mars- Şiron kavuşumu. Bir diğeri çok sabit yıldızcı olmasam da Güneş- Betelgeuse kavuşumu. Gökyüzü bu garip harmanın etkisini 25 Haziran’a kadar sürdürecek. Bizim de, hem bu hisleri hem de kendimize bahşettiğimiz acıma duygusunu ve boşa kürek çekiyormuşuz hissini tamir etme gücünü beraberinde getirecek.
Mars- Şiron kavuşumu, en yoğun Şiron geçişlerinden biridir. Çünkü Mars ve Şiron ters amaçlarla çalışır. Mars, “ben”liği onaylamak ve istediğimizi elde etmekle ilgilidir, hareket ve amaç içerir. Şiron ise kendimizi garip ve yetersiz hissettiğimiz, istediğimizi almaya layık olmadığımızı hissettiğimiz yerdir. Sorgular, iyileştirmek ister ama nasırlaşması çok uzun sürer.
Venüs – Satürn karesi, sevgiye ve güzelliklere, paraya, aşka karşı koyduğumuz mental bariyerlerdir. Venüs’ün de Satürn’ün de tahtında pozisyonda olduklarını unutmayalım.
Betelgeuse’a geldiğimizde, bana göre sabit yıldızları anlamanın en güzel yolu, daha doğrusu Astrolojik sembolleri anlamanın en güzel yollarından biri olayın Mitolojisini öğrenmektir. Biraz araştırırsanız değişik bir yapısı olduğunu görürsünüz. Kendi takım yıldızına isyan eden bir yapısı vardır. Kolonisinden farklı arz-ı endam eder. Astrolojik olarak konuşursak, Betelgeuse başarıyı, şöhreti ve etkiyi temsil eder. Lang; “Eğer grafiğinizde bu göze çarpıyorsa, bunu iyi haber olarak kabul edebilirsiniz” diyor. “Hediyeleri, özel yetenekleri ve hatta başarı eğilimlerini temsil eder.” İslamı Astroloji’de Fatma’nın Eli’dir. Bolluk ve bereket getirir.
İnsan dilinde toparlamam lazım dostlarım…
Yeterince iyi olduğumuzu düşünmüyoruz şu aralar çünkü Şiron- Mars kavuşumu var. Şiron en derin yaralarımıza işaret eder. Mars yanına gelince bu işaret kuvvetlenir. Her neye layık olmadığınızı düşünüyorsanız, o şey aslında gitmek istediğiniz yerdir. Zengin olmamak sizi üzüyorsa, zengin olmak istiyorsunuzdur. Bekar olmak sizi üzüyorsa evlenmek istiyorsunuzdur. Mu acaba ?
Şiron- Mars ile kavuşum yaptığında, neyi geliştirmemiz gerektiğine, nerede büyümemiz gerektiğine daha çok işaret edecek, bu konuda daha çok acı verecektir. Çünkü orası gerçek hayat amacımızı bulacağımız, gerçek potansiyelimize bakabileceğimiz yerdir.
Bu bakış, bu farkındalık gerçek soruyu gündeme getirecektir: “Gerçekten hayatımı yaşıyor muyum? ”, “Amacıma ne kadar yakın – veya ne kadar uzağım?”.
Tüm sorunlarımızın temel nedeni, gerçek potansiyelimizi yerine getirememektir.
“Gerçek potansiyel” elbette çok bireysel bir şeydir. Herkes Mahatma Gandhi olmak için doğmadı! Herkes zengin olmak için doğmadı! Herkes anne olmak için doğmadı! Herkesin “başarı ve zenginlik” kisvesi altında sattığı aslında kapitalizmin ta kendisi. Belki de gerçek potansiyeliniz çok satan bir yazar ya da şirket yöneticisi olmak değil… En iyi olmak üzere tasarlandığınız şeyde en iyi olmak! Belki de sadece bitki yetiştirmek onların dilinden anlamak için dünyaya geldiniz.
Hediyeniz ne olursa olsun, onu bulun ve mümkün olan en iyi potansiyele getirin. Hediyeniz taşı yontmaksa ona en iyi şekli verin.
Mars- Şiron kavuşumu yalnızca kim olduğumuzu değil, kim olmamız gerektiğini anlamamıza yardımcı olur. İsteklerimiz, ihtiyaçlarımız ve arzularımız (kapitalizmin pompaladğının ötesinde), büyümek için motive olduğumuz kişiye ipucu verecektir.
Bu süreçte, Mars- Şiron kavuşumu, zayıflıklarımızın ve güvensizliklerimizin acı bir şekilde farkına varmamızı sağlayabilir ve bu bizi hayal kırıklığına uğratmak için değil, daha yapılması gerekenleri bize göstermek içindir. Bu aralar neye özendiğinize, neden kendinizi eksik hissettiğinize iyi bakın. Başkalarının hakkını yemek istemediğiniz, yalan söyleyemediğiniz, kendinizi mediumken large gibi pazarlayamadığınız için belki de. Gerçekten “O” ve ya “Onlar” olmak isteyip istemediğinize iyi bakın.
Mars-Şiron kavuşumu; yetersizlik, özlem ve iktidarsızlık duygularını tetikleyebilir. Şu an bazı duyguların yüzeye çıkmasının sebebi bu. Ancak daha yakından bakarsak, Mars- Şiron kavuşumunun yaptığı tek şey bizi gerçekten ne istediğimizin farkına varmamızı sağlamaktır.
Bir terfiyi kaçırdığımız için bir kaybeden gibi hissedebiliriz. Ancak bu sadece olaylara kurbanın bakış açısıdır. Mars kurban olmaktan hoşlanmaz. Üzgün hissetmek yerine, en azından şimdi ne istediğimizi bildiğimiz için minnettar hissedebiliriz. Artık hedeflediğimiz bir şey var!
Venüs – Satürn karesi
Yeterince tetiklenirken başımıza gelen tatsız şey de Venüs- Satürn karesi. Allah’ım bir Balık burcunun sözlerinden örnek vermek istemem ama motivasyon konuşmacısı Tony Gaskins’in meşhur bir sözü var;
“Kim olduğunu bil.
Ne istediğini bil.
Neyi hak ettiğini bil.
Ve daha azına razı olma”
Ne istediğimizi gerçekten bulduğumuzda bize engel olan tek şey mantığımız, gözle görülen sınırlarımız, maalesef atalarımızdan gelen öğretiler ve süper egodur.
“İşimi bırakamam çünkü para kazanmam lazım.” Büyük realitedir, kabul. Ancak özendiğiniz paraları kazananların ve özendiğiniz hayatı yaşayanların hayatına baktığınızda, saf bir “bencillik” ve “cesaret” görürsünüz. Düşmeye yüreği olmayanın yükselmeye de yüreği yoktur. Hayatın sizi Satürn’le düşürmesinden bahsetmiyorum. Mevlana gibi düşmekten, aslında düşmeye razı olmanın büyüklüğünden bahsediyorum. Şunu yapamam çünkü, bunu yapamam çünkülerinize dikkatlice bakın. O çünküler yüzünden özendiğinizden o diğerleri değilsiniz! Ve üzgünüm onlar bu çünküleri bertaraf ettikleri için oldukları yeri, sizin kadar hakkaniyetli olmasa da hak ettiler!!!
Gelelim konunun özetine ve Neden bu yazı yazıldı!
Güneş- Betelgeuse kavuşumu…
Betelgeuse, bütün katı görüşlere isyan eden, imkansızlıklar içinde imkan yaratan bir yıldızdır. Betelgeuse başarıyı, şöhreti ve etkiyi temsil eder. Üstelik de “dişi” bir enerjidir. Özellikle kadınlara en zor zamanlarında destek verir. Güneş ile kavuştuğunda, olmamız gereken ruha destek verir. “Bir kadına yardım ederseniz, bir kadın da size yardım eder”, yasası ile hareket eder.
Şimdi bir sürü kadına bir soru işareti bırakarak yardım etmiş bir insan olarak, bu gece dualarımla uyuyacağım.
Siz bu gece ne için dua edeceksiniz?
Ve dileğinizin olması için, hangi kadına menfaatsizce, karşılıksız yardım edeceksiniz?
Umarım mesajı verebilmişimdir.
Kırılan kalplerinizi kocaman öpüyorum. Ama hepinizin şahane varlıklar olduğunuzu biliyorum. Bu zamana kadar ne kadar şahane olduğunuzu anlayıp gösteremediniz diye, hiç bir şey bu gerçeği değiştiremez.
Size şah damarınız kadar yakın. Size öğretilenleri unutun. Siz ne istiyorsunuz?
Yase.
Elinize sağlık, çok güzel anlatım.