6 Mart 2019 Çarşamba günü İstanbul saati ile 19:04’te Balık burcunun 15. derecesinde Balık Burcunda Yeni Ay doğacak. Bu Yeni Ay, yılın en büyük Astrolojik olayından sadece bir kaç saat sonra gerçekleşiyor olacak. Uranüs’ün 7 yıllık bir döngüden sonra Boğa burcuna temelli geçişi. Dolayısı ile her iki döngü de birbirinden etkileniyor olacak. Hem Uranüs’ün 7 yıllık yeni seyrinde bir Balık etkisi, hem de bu Yeni Ay’ın döngüsünde büyük itici ve ani bir etki hissedeceğiz. (Uranüs etkisi)
Balık Burcunda Yeni Ay
Yeni Ay demek; Güneş ve Ay kavuşum halinde olacak demektir. Güneş mutluluk, Ay ise huzurdur. Huzur ve mutluluk, tıpkı Akrep ve Yelkovan beraber olduğundaki gibi, belli bir anda belli bir yerde ise, yeni bir döngünün başlangıcı olurlar. Balık Burcunda Yeni Ay döngüsü ilk paragrafta belirttiğim gibi Uranüs’ün Boğa burcuna geçişi ile birliktelik halinde olacağından, beklenmeyeni beklemek, sabit ve istikrar içinde olduğunu düşündüğümüz her konuda değişimi beklemek en doğrusu olacaktır. Özellikle madde dünyadan beklentileri kısıtlayan bir etki ile yaşıyorsak zorla salıvermemiz gerekiyor demektir. Paranın hesabını kuruş kuruş tutanların yeni bir döngü ile yüzleşmek zorunda olduğunu belirtmeliyim.
Her yazıda olduğu gibi önce detaycı Astroloji sevdalılarına öngörülerde kullandığım gezegen yerleşkelerini özetlemek isterim. Balık Burcunda Yeni Ay ‘ın haritasında yükselen Başak. Harita yöneticisi Merkür, gerileme hareketi öncesi bekleme döneminde ve haritanın 7. evinde. Merkür ve Şiron kol kola diyebileceğim bir halde. 5. ev stelyum diyemesek de kısmen yoğun ses çıkarıyor. Yeni Ay’ın klasik yöneticisi 4. evde ve Yeni Ay kavuşumu alçalan çizgisi ile kavuşmak üzere.
Gelelim boşver detayları sadede gel diyenlerin kısmına…
Eski bir dostumuz var. Hani şu tam canımız yeni bir şeyler yapmak isterken, bir koku, bir ses, bir gülümseme, belki bir resim ile sürekli yanımızda oturan. Uzun süredir bizi sürekli içeriden kemiren, nedenini bilmediğimiz bir şekilde tam ses çıkarmak istediğimizde boğazımızı düğümleyen… Hatırladınız değil mi?
Hatırlamamak ne mümkün; çok uzun süredir bizimle yaşıyor. Bazılarımız konuyu çok iyi biliyor. Bazılarımız ise hala bilmiyoruz bu duygu neden etrafımızda. Herkesin farkındalığı bir değil. Neden hep aynı yerimiz acıyor mesela? Neden hep aynı noktadan kırılıyoruz?
Özellikle ikili ilişkiler, uzun süren birliktelikler ve evliliklerden kalma vaadi çok uzun ama artık dönüşmesi gereken hisler… Bizi hem içten içe yiyip bitiren, hem de en yakın dostumuz arkadaşımız gibi elini bırakamadığımız duygular… Hani Sezen Aksu’nun Geri Dön şarkısı gibi… Her şeyin sınırını kolayca çizebilirken, çizmeye kalktığımızda ellerimizin titrediği sınırlarımız. Daha önemlisi sınırsızlıklarımız. Her şeyi tartabilirken, derin bir nehir gibi, uçsuz bucaksız bir deniz gibi bir türlü tartıya çıkaramadıklarımız. Bize iyi geleceğini bildiğimiz halde adım atmamıza engel olan, canımızı yakacağını bildimiz halde arkasından koşturan. Farlar açıkken bile önümüzü görmemize engel olan.
Biliyorum çok eski bir dost bu his… Adı sizde saklı ama artık ayrılmamız gerekiyor bu eski dosttan. Geçen ayki Yeni Ay yazımda- Kova Burcunda Yeni Ay- siz yapamazsanız Allah yapar demiştim. Neler oldu? Şimdi de devamı. Belki bir dönüm noktası, belki bir hastalık, belki bir rüya, belki bir karşılaşma, belki de yeniden karşılaşma…
Nedir size aynı hissi yeniden düşündürten vesile?
Cevapları sizde. Ne olursa olsun; zamanla insan o eski dost ile karşılaşmamak için her şeyi yapmaya başlar. O eski dost ile karşılaşmaktan ziyade, karşılaşabilme ihtimalinden bile kaçar oluruz. Tekrar o kokuyu almamak için, o kokunun olduğu yerlere gitmekten kaçınırız mesela… “Acımıyor ki! Acımıyor ki!” demeye başlarız. Bilinçaltına sürüklenmiş korkular gibidir o dostumuz. O yokken, olma ihtimalinde bile panik ataklar geçiririz.
Anlıyor musunuz?
Anladığınıza eminim.
Anladım da, Eeee?
Eeesi şu; insanız ayıbı yok! Sevebiliriz, incinebiliriz, acıyabiliriz, düşebiliriz, ölebiliriz… ve yeniden sevebiliriz, incinen yerlerimizi tamir edebiliriz, acıyan yerlerimizi kabuk bağlatabiliriz, kalkabiliriz ve küllerimizden yeniden doğabiliriz. Teknik olarak ölüp yeniden dünyaya bile gelebiliriz.
Sürekli o eski dost ile gezersek, yeni bir dostumuz olmasını ısrarla engelleyebiliriz. O eski dost ayağımıza bağladığımız bir taş olur derya denizde. Yere çakılı, sudaki aksı izleriz. Balıklar etrafımızdan gelir ve geçer.
Balık Burcunda Yeni Ay’da Kes ipi artık!
Affet kendini!
O eski dosta da sarıl ve UĞURla artık onu…
Seni sürekli acıtan o eski dost aslında SENsin, anla artık!
Bir destinasyon belirlemek yerine, sen sadece yola devam ederken önünü görmene engel olan o puslu sisli arkadaşınla vedalaş! Özgürleş!