21 Temmuz Oğlak Burcunda Dolunay- Yıl Sonu Müsameresi

21 Temmuz Oğlak Burcunda Dolunay, 21 Temmuz 2024 Pazar günü 13:17’de Oğlak burcunun 29. derecesinde gerçekleşiyor.

21 Temmuz Oğlak Burcunda Dolunay 2024

Oğlak Burcunda Dolunay, duygusal olarak bir hedefe sahip olmak, sahip olduğu hedefe acı, engel gözetmeksizin adım adım ilerlemek, sadece kendine değil, hedef koyduğu konuya da yeterli olmak ister. Öyle sakin bir hedef belirlemez; otorite olmak, hedef koyduğu konunun “en” i olmak ister. Fakat faydacı, başkasından faydacı değildir hedeflerinde. Kendisi ulaşmak, kendisi ilerlemek, basamakları hakkı ile çıkmak ister.

Dolunay bir sonuç sürecidir. 29 Dereceler ise 30 derecelik burç döngülerinde tamamlanma sürececidir. Anaretik derece olarak kabul edilir. Gücü arttırır ve maksimum deneyimi temsil eder. Burcun artık “uzman” olduğu yerdir. Artık yeni bir yere geçmek için, bu zamana kadar geçen sürecin kime ithaf edildiği yazılır, teşekkürler edilir, ne ile devam edilmeyeceği anlaşılır, hikayenin sonudur. Mutlu veya mutsuz. Genç kız sevgilisine kavuşur, mutlu son veya adam ölür ağlayarak kitabı kapatırız.

21 Temmuz Oğlak Burcunda Dolunay, 2021 Haziran ayından bu yana, yazdığımız, ilerlettiğimiz tüm hikayenin sonu; sonucudur.

Oğlak Burcunda Dolunay 2024 Etkileri Nelerdir?

Bu yıl, ikinci kere Oğlak Burcunda Dolunay deneyimliyoruz. İlki Haziran ayındaydı.

Dolunaylar, tamamlanma enerjisi taşırlar ve genelde başlangıçları sembolize etmezler. Yeni tohum atmak, başlangıç yapmak, Yeni Ay süreçlerinin işidir. Ancak bu Dolunay değişik. Dolunay’ın Kova burcundaki Anaretik Plüton (0 derece) ile kavuşuyor olması tüm düzeni derdest ediyor.

Bununla kalmıyor; yine Anaretik derecedeki, 0 derece Mars ile de sohbeti var. Yetmiyor, Balık burcundaki Neptün ile de göz kırpışıyor. Bilin bakalım o kaç derece? 29 derece. Yani yine Anaretik.

Beşiktaşımın güzel taraftarının şahane yaratıcı bir marşı vardır; ” Gücüne güç katmaya geldik, formanda ter olmaya geldik, Beşiktaş seninle ölmeye geldik” diye. Herkes toplanmış; hikayenin sonu önemli değil; önemli olan Beşiktaş. Onunla terlenecek, elinden gelen yapılacak, tezahürat, halaylar, marşlar ama yenmekten bahseden yok; sonucunda ölünmeye bile razılık var.

İşte bu kadar benzetme sanatından sonra dostlarım; marştaki Beşiktaş sensin, benim, herkes. Gökyüzündeki herkes de toplanmış, formamızda ter olmaya gelmiş. Bir hikaye bitiyor ve sonucu da çok önemli değil. Önemli olan bundan sonra ne taahhüt ettiğimiz. Yeni dağ, yeni hedef.

Artık 2021’den beri çıktığımız dağın doruk noktasındayız.

Seyreyleyip, göreceğimizi görüp, alacağımızı alıp, başarmış olduklarımızın tadını çıkarıp, bir sonraki dağa karar vereceğiz. Fakat önemli bir farkla. Biz bu 3 yılda bir şey başardık. Hepimiz neyi başardığımızı kendi hayatlarımızdan biliyoruz. Nereden deneyimlediğimizi, ne sınavlar verdiğimizi biliyoruz. Çok şahsi, çok kişisel, çok bize ait. Fakat; başardığımızı biliyoruz.

Oğlak güçtür. Kış ile mücadele etmenin, en sert kayalara çıplak ayak yürümenin ve ihtiyacı olanın en zirvede olması sebebi ile hep tırmanmak, hep efor sarfetmek zorunda olmanın gücüdür.

Neye odaklanmamız gerektiğini biliyoruz. Büyük sürprizler yok. Bu sefer tamamen kararlıyız. Arkamıza bakmayız. Ya şimdi ya da asla. Ve bu %100 bağlılığı bulduğumuzda mucizevi bir şey olur. O duyguyu bilirsiniz. Bir şeyi gerçekten istediğimizde, gerçekten ona “ciddi” niyet ettiğimizde, sonucu hep harika olur. Bu %100 bağlılık, bir atılım yaratma ve hayatlarımızı mucizevi bir şekilde değiştirme potansiyeline sahiptir. Biz inanınca evren hedefimize ulaşmamıza yardımcı olmak için komplo kurmaya başlar.

Çok açık olayım mı? 

Duygusal anlamda, bir şekilde güçlü kalma çabalarımızın, en karanlık günlerde bile, adım atmaya çalışma çabalarımızın karşılığını alacağımız zamandır bu Dolunay. En derinde, en gizli korkularımızın, kuyruk dikken yalnızlığımızda ağlayışlarımızın, en iyi olmakla bırakıp dünyayı gitmek arasındaki hoyrat çatışmalarımızın son bulduğu yerdir burası.

Oğlak Burcunda Dolunayın Etkileri Nelerdir?

21 Temmuz Oğlak Burcunda Dolunay, bir şeyleri teslim etme, teslim ettiğini de büyütme potansiyeline sahiptir. Müthiş kolay olacak demiyorum. Yoğun olacak pek tabii. Sert bir Dolunay bu. İçten dışa dönüşmemizi gerektirecek. Hayatımıza gerçekten yeni bir bakış açısı davet etmek zorunda kalacağız. Uyanmak güzeldir ama uykusunu alamayan için zordur. Aydınlanmak hoştur ama aydınlanana kadar geçen zamanın tortusu kalptedir.

“Artık değiştim”, “Bundan sonra her şeyi farklı yapacağım” demek başka, aslında farklı yapmak başka şeydir. Değişim gerçek bir atılım gerektirir. Yeni bir varoluş biçimine dürüst bir davet lazımdır. Derin bir paradigma değişimi. Yoksa laf, laftan ibarettir.

Bunun gerçekten uzun zamandır yaşadığımız en önemli Dolunaylardan biri. Yoksa zaten malumunuz Astroloğunuzun istikrarından sual olunmaz. Bu Yasekız da her şeyi yazamıyor. Sadece daha önce tanımladığımız tüm unsurlar nedeniyle değil, aynı zamanda kolektif yolculuğumuz için çok önemli olan, Zodyak’ın bazı çok önemli derecelerini aktive ettiği için.

29° Oğlak burcu, Pandemi sırasında 2020’de Plüton, Satürn ve Jüpiter’in konumlandığı yerdir. Pandemiyi ön gören tek olduğumu biliyorsunuz. Bilmiyorsanız öğrendiniz. Sitede tarihi ile yazısı mevcut. Burada biraz hava attım, evet. 🙂

0° Kova, 21 Aralık 2020’de 20 yıllık yeni bir Jüpiter-Satürn sinodik döngüsünün başladığı yerdir ve 200 yıllık “Hava” döneminin başlangıcını işaret eder.

Plüton da şimdi aynı derecede, o zamanlar kendimiz için belirlediğimiz uzun vadeli gündeme baskı uyguluyor.

Oğlak Burcunda Dolunay – Niyetin var mı Müsamerede şiirini okumaya?

29 Derecede bir Oğlak Ayı, yanında 0 derece Plüton Kova, bu iki önemli dereceyi birbirine bağlayan bir Dolunay’a sahip olmak, yalnızca anlamlı değil, aynı zamanda potansiyel olarak tarihidir. Bu dediğimi not edin. Hayatımızda bu Dolunay’ı hatırlayacağız.

Bu, gerçekten önemli olan bir şeye önemli bir taahhütte bulunmanın zamanıdır.

İnançla değil, irade ile…

Oğlak burcunda Dolunay demek; Ay Oğlak burcunda, Güneş ise Yengeç burcunda demektir. Bu hattı pek önemsemeyiz. Pop Astrolojide değer verilen bir hat değildir bu. Çünkü ne Yengeç ne Oğlak çok cafcaflı burçlar değildir. Sahnedeki, kamera önündeki hikayeleri azdır. Ancak aslında çok önemlidir. Doğduğumuz andan öldüğümüz an arasında olan her şey, zamanın geçişinde Yengeç/Oğlak burcu döngüsünde yaratılır. Yengeç’in evi (doğum haritasındaki IC) bizim geldiğimiz yerdir. Oğlak burcunun evi (doğum haritasındaki MC) gittiğimiz yer. Bu hat ” Hayatımda ne yapmalıyım? / Bana verilen hayatla ne yapmalıyım?” sorularının cevabıdır. Bu Dolunay, hayatlarımızda bir zirvedir. Yeni zirvelere hatta en zirveye bir ihtimal yaratan bir sekans.

Ne istediğini bilen için geri kalan her şey teferruattır. Zaman bile.

Hayatımızı önemli ölçüde değiştirme potansiyeli olan çok önemli taahhütlerden bahsediyoruz.

Hayatımız boyunca yapabileceğimiz çok fazla önemli taahhüt yoktur. Örneğin bir ortağa bağlılıktır. Bu bağlılık tek başına hayatımızın geri kalanını şekillendirebilir.

Bir sağlık rejimine bağlılıktır. Bu potansiyel olarak 10-20 yıl daha iyi sağlık ve daha uzun yıllar yaşamamıza yol açabilir.

Bu, yalnızca hayatlarımızı değiştirmekle kalmayıp gelecek nesillere miras bırakma potansiyeline sahip bir kariyere, işe veya projeye bağlanmak anlamına gelir.

Oğlak Burcunda Dolunayda SİZ ne taahhüt ediyorsunuz?

Her Ay döngüsü, içinde bulunduğu iki hafta bizi içine çeker. Oğlak olmasak bile Oğlakça, Yengeç olmasak bile Yengeççe taraflarımız harekete geçer. Oğlak, çok fazla deneyim ve sabır taşıyan bir burçtur. İlerlemek ister ve yukarı çıkan bir grafiğe sahip olmak ister. Yeterince iyi olmadığında suçluluk duymaksa tam bu hatta özel bir duygudur.  O yüzden bu iki hafta yeterince iyi olmadığımızı ve çok daha iyi bir şey yapabileceğimizi, başkalarının bizden daha iyi olduğunu, kendimizin o kondisyonlara asla gelemeyeceğini söyleyen sesler olabilir. Koşullarımızda elimizden gelenin en iyisini yaptıysak, bu seslerin hiç bir önemi yok. Çünkü burada olacak olan olacak. Geliyor gelmekte olan. Bununla birlikte gerçekten çok kötü şeyler yaptıysanız, her insana özgü, insani hatalardan bahsetmiyorum, içinizde bir kötülük beslediyseniz; kötü bir şeylerin hayatınıza zarar vermeye geleceğini göreceksiniz.

Sorun yok. Neyse ne….

Dağın tepesinden, zirveden, kendi başarımıza bakıyoruz. Kitabın biri bitti. Adam öldüyse öldü. İş battıysa battı. Zaten o kadar tırmanmanın sebebi bu manzarayı görmek değil miydi?

Şimdi tekrar soruyorum; bu iki kapılı handa, daha diğer kapıya varmamışken, siz, geçirdiğiniz üç yıldan sonra, kendinize ne taahhüt ediyorsunuz?

Yeni dağınız neresi olsun? Yeni dağımız neresi olsun?

Nereye tırmanalım. Nerenin zirvesi bizi mutlu eder?

Benden bu kadar… İnanın daha da yazasım var… Birazı da kendi gözleminize kalsın.

Her ne geliyorsa aşkla gelsin!

Devam etmekte olan Satürn Retrosunun etkilerini de buraya bıraktım.

Ufak not; eski Türkçe’mden zorlananlar olmuş. Ne dediniz ne yazdınız anlamıyorum, diyenler. Size de tavsiye ederim. Şahane dilimiz var. Günlük kullandığımız 400 kelime ile yetinmeyin. 78000 kelime var güzel Türkçemizde.

Beşiktaş sevgimse sorgulanmasın. Hepimizin çok sevdiği bir şey yok mu? 🙂

Öperim gözlerden!

Paylaş