19 Mayıs Pazar günü 00:11’de Akrep burcunun 27. Derecesinde Akrep Burcunda Dolunay gerçekleşecek.
Akrep Burcunda Dolunay, görünenin altındaki gerçeği anlamak, yasak, gizli, gömülü olanı bulmak için can atar. Olaylar karşısında güçlü durmaya çalışıp, duygularını gizleme eğilimi gösterir.
Ay Akrepte aşırıdır. Nefret, tutku, kıskançlık, ölüm ile ilgili duygular doğurtur. Sadece doğurtmaz. Önce öldürür sonra doğurtur.
Tanıyan, bilen, takip eden herkes bilir. Ben ayırırım Akrep enerjisini Zodyak’ta. Her Zodyaklının kendine has bir gücü vardır. Her Zodyaklı Yaradan’ın hazinesinden bir başka gücü almıştır. Ancak küllerinden doğmak, biraz da olsa ilahiyat ister! Bu güç sadece Akrep burcunda vardır. Bu gücü ayırdığım için, her zaman Akrep Burcunda Yeni Ay’ları ve Akrep Burcunda Dolunay’ların enerjisini ayırırım. Torpil yok; Akrep burcu değilim.
Bütün bu ayrımın içinde 19 Mayıs’ta gerçekleşecek Akrep Burcunda Dolunay’ını da ayırıyorum. Belli sebepleri var. Her zamanki gibi, elimden geldiğince tane tane anlatacağım. Ancak meraklıları için cıbırcası ile başlıyorum.
Öncelikle Ay boşlukta ve 11. evde. Dolunay’ın sağlama sebebiyeti ile karşısında duran Boğa burcundaki Güneş, Boğa burcundaki Merkür ile kavuşumda. Boğa burcu yöneticisi Venüs, Uranüs ile kavuşumda. Akrep Burcunda Dolunay haritasının yükseleni Oğlak. Harita yöneticisi konumundaki Satürn, uzunca bir süredir, Plüton ve Güney Ay Düğümü ile sarmaş dolaş geziyor. Bu gezinti yükselen noktası ile de kavuşmakta. Daha da cıbırcası var malum. Ancak benim en önemsediklerim bunlar.
Akrep Burcunda Dolunay Haritasının Meali;
Öncelikle Ay’ın boşluktaki haline rağmen enerjisi çok yüksek bir Dolunay. Ay’ın boşlukta olma hali ise Akrep’in zararlı veya gölge diyebileceğimiz; manipüle etme, “ya hep ya hiç” , ” ya bendensin ya da düşmansın” felsefelerini gütme, “soğuk da olsa yerim intikamını” gibi duyguları ortaya çıkarmasını güçleştirecektir. Bunu kolektif karmada daha pozitif bir gelişme olarak görüyorum.
Akrep Burcunda Dolunay’ın asıl amacı DÖNÜŞÜM.
Uzun süredir gökyüzü bu dönüşüme hazırlıyor zaten bizi. Yazıları takip edenler çok iyi bilir, bizden yeni bir biz yaratma, geçmiş yaraları sarma, gözümüze gözümüze aynı olayları sokma durumu vardı geçtiğimiz aylarda deneyimlediğimiz gökyüzü olaylarının. Popomuzu ısrarla en konforlu alanlara dayamamızın da bir faydası kalmayacak artık. Köşeye sıkışma noktası burası. Mutlak mutluluk için, mutlak mutsuzluk noktası. Dipse dip. Daha aşağısını göremeyeceğimiz için bu arınmayı doğru tamamlayabilirsek, gerisi hep yukarı. Yere çakıldıktan sonra ötesi yok. Mühim olan çakılabilmek, çakıldığını kabul etmek. “Pes ediyorum; rüzgara karşı kürek çekmeyeceğim artık” diyebilmek. Destinasyonda ısrarcı olsak bile gittiğimiz yolu değiştirmemiz gerekiyor artık.
Rüzgar uzun süredir böyle estiği için, farkındalığımızın oranına göre bu noktalara daha önce, bir önceki veya ondan önceki dolunaylarda gelmiş olabiliriz. Hala “benim olacaksın!”, “sürekli kaybediyorum ama kazanacağım” cılardansanız, köprüden önce son çıkış. Paranızı o makinaya basmayın artık. Vermeyecek jackpotu size.
Armuttan elma yapma çabasının yersiz, sonuçsuz ve üzücü olduğunu deneyimledik.
Asıl güzel olan Güneş- Merkür Boğa durumu. Yani artık aslında asıl istediğimizin ne olduğunu, bir takım sembollerin altında, karşımıza tesadüfen çıkan insanların altında, asıl ne istediğimizi biliyoruz artık. Biliyoruz, bilme haline ulaşıyoruz ve sesli olarak dile getirmekten de kaçınmıyoruz. Elma ise elma. Armuttan elma yapma çabasının yersiz, sonuçsuz ve üzücü olduğunu deneyimledik. Armut geldi ama ben onu elma yaparım diye bir şey olmadığını farkındayız. Armutu da severim Yaradan’dan ötürü. Ancak ben Elma severim. Erik severim, karpuz severim. Her ne ise… Gelene değil, tabağımda ne istiyorum ona odaklanmaktayım artık. Odaklanmalıyım… Odaklanamıyorsam da sorun yok. İşte tam bu an; o an. Bırakma, salıverme, bir sonraki temiz sayfadan yeni bir defter yaratabilmek için, daha önceden karalanmış ön sayfaları koparma hali. E defterin başında kopan yaprakların izi kaldı. Kalsın. Hatırlaman için o izler; bir daha aynı yollardan gitmemen gerektiğini.
Dönüşüm…
Hayat şimdi, ısrarla tekrar ettiğin hatalarından, kendi kendini yaraladığını göstermek için, bir kaç sert hamle yapmış olabilir sana. Yapıyor, yapacak da olabilir yakın zamanda. Etkileri hissetmeye başlayalı bir süre oldu daha önce de bahsettiğim gibi. Bu hamleler karşısında önce bir içe kapanma eğilimi gösterebiliriz. Kabul etmek; dönüşümün ilk evresidir. Ancak küsmek, “tamam artık savaşmıyorum” demek, “kabul vermek” değildir. Pes etmek değil, aynı yeri kaşımamaktan başlar transformasyon. Yapmamaktan değil, gerekeni yapmaktan geçer dönüşüm süreci. Hiç bir dönüşüm, doğada bile, belli bir enerji açığa çıkmadan başlamaz. Biz canlılar için bu enerji genelde korku, aşırı kaygı, aşk iken, kimyasal süreçlerde ısı veya bir katalizördür. Bunlardan biri veya birkaçı hayatında olabilir şu anda. Senin için, değişmen, dönüşmen, sıkıştığını anlaman ve o daracık yerden çıkabilmen için. Sofraya gelene müdahale edebilmen, her önüne gelene razı olmaman için. Sevmediğin bir şeyi her gün yiyorsan, bunun için garsondan öç alma planları yapıyorsan, yanlış yerdesin. O, elinde olanı servis etti. Sen yedin!
Bir olmak hayali…
Bir olmak hayali… Karışıktır. Bir kaç versiyonu vardır. Bir insan ile bir olma hali vardır mesela. İki kişiden tek olmak. Bir işte bir olmak hali vardır mesela. O işi başarabilen tek kişi olmak. Birinci olmak vardır. Yarışta bir gelmek. Bir şeyi yöneten tek kişi olma hali… Hepsinin tek bir ortak noktası vardır; GÜÇ. Bir olmak hayalinin altında gücü eline alma, GÜVENDE hissetme ihtiyacı yatar. GÜVENDE hissetme hali, evde kapıları üst üste kitlemeye benzer bazen. Ve hiç bir GÜÇ mutlak kalmadığı gibi, içinizdeki güven duygusunu bağladığınız hiç bir vasıta da mutlak kalmayacaktır. Zaman, vasıta olarak gördüğünüz güç duygularından, bunları sağlayanlardan kurtulma, özgürleşme ve kendimize güvenme vakti.
Dolunay fazları enerjisel olarak önemli zamanlardır.
Dolunay fazında canlılar daha gergin ve sinirlidir.
Bazı insanlarda uyurgezerlik, duygusal iniş çıkışlar ve depresyon artar. Çevremizde, trafikte artış, kazalar, kavgalar görürüz. Doğum oranları ve yaralanmalar artar. Bunlar tamamen doğaldır. Çünkü Dolunay zamanı, depolama zamanının son safhasıdır. Biriken her şey, son damladadır. Bu aşamadan sonra, o taşan enerjiyi boşaltmak gerekir.
Dolunay, o Dolunaya ait ilgili temalarda duyguların yüzeye çıktığı zamanlardır. Akrep Burcunda Dolunay perdeyi kaldırıp, altında ne olduğuna bakmaktan çekinmez. Ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgiyi görmekten korkmaz. Korku ile titreşmeye başlayan duyguların açığa çıkardığı gerçeklerle yüzleşir. Hayatın konformist kısımlarından daha çok uçurumlarında, yer altlarında, nemli tenha noktalarında ne olduğuna bakmaktan çekinmez. Akrep, görünen değil, görünmeyen tarafla ilgilidir. Gözüken süsün altında ne olduğuna bakmak ister. Akrep Burcunda Dolunay, 18 ay boyunca yastık altı ettiklerimiz, halının altına süpürdüklerimiz, çiçeklerine bakıp dikenlerini görmezden geldiğimiz konuları fark etme, kabul etme, temizleyip serbest bırakma zamanıdır.
Dolunay Ritüeli ve Arınma Meditasyonu
Akrep Burcunda Dolunay yılın duygu detoksu zamanıdır. Yeniden başlamak için, eski defterlerin kapatıldığı, gerçeklerin su yüzüne çıktığı, kozadan çıkabilmek, kelebek olabilmek için kendimizle yüzleştiğimiz zamanlardır.
Kendimizi yeniden yaratabilecek gücümüz var. Yeniden yaratmak demek çoğunlukla eskisini yıkmak demektir. Her yıkım emek ister, sebat ister ve yorucudur. Bunu kabul edelim. Ne yapalım?
Marazlarımızdan kurtulalım!
Negatif, alçak yayın yapan tüm duygularımızı temizleyelim.
Nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız Dolunay’ın enerjisini kullanmak, ruhumuzu temizlemek, yeni gelecek olana yer açmak ve daha fazlasını anlamak, kavramak ve kullanmak için, Dolunay günü (19 Mayıs 2019 Pazar) saat 16:00’da Soho House İstanbulda gerçekleşecek olan Dolunay Ritüeli ve Arınma Meditasyonuma katılabilirsiniz.
Dolunay Ritüeli ve Arınma Meditasyonu için yanınızda sadece bazı şeyleri geride bırakmaya razı, açık bir kalp ve bu kalbi taşıyan rahat kıyafetler tercih etmiş bir beden getirmeniz yeterli.
Akrep Burcunda Dolunay’dan önce başlangıç hazırlığı olarak da aşağıdaki yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Sevgili Yağmur Toka yazdı. Bu 18 aylık kıvranma, kozada zaman geçirme ve kozadan çıkma dönemeni hakkını vererek yaşadıktan sonra tam da Dolunay zamanı bu yazıyı yazmasını tesadüfi bulmadım.
Kalpten Görüşmek Dileği ile,