Bu hafta sizlere Şubat 2017’de vizyona giren ve gerçek bir hikayeden esinlenilerek çekilmiş bir ABD filminden bahsetmek istiyorum. Filmimizin adı “ Gizli Sayılar ”. Orijinal adı “Hidden Figures” olan filmin yönetmeni Theodore Melfi. 127 dakika uzunluğundaki film, Amerikalı yazar Margot Lee Shetterly’in aynı adı taşıyan kitabından uyarlanmıştır. Gizli Sayılar filmi 89. Akademi Ödülleri’nde 3, 74. Altın Küre Ödülleri’nde de 2 adaylık elde etmiştir. Filmin IMDB puanı 7.8’dir.
1961 yılında Rusya’nın uzaya gönderdiği ilk uydusu ile NASA üzerindeki baskının arttığı herkesçe bilinen tarihi bir gerçektir. Takvimler Şubat 1962’i gösterdiğinde ise John Glenn, Amerika’nın ilk uzay uçuşunu gerçekleştiren astronotu olarak tarihe geçecektir. Gizli Sayılar filmi ise bu tarihi gelişmenin gizli kahramanları olan Katherine Goble Johnson, Dorothy Vaughan ve Mary Jackson’ın hayatını, dönemin sosyo-kültürel özelliklerine dramatik bir şekilde değinerek anlatmaktadır. Bugün medeniyetin beşiği olarak görülen ABD’de 40-50 yıl öncesine kadar en temel sorunlardan biri olan ırkçılığın yaygınlığı ile siyahi kadınların mühendislik ve bilim alanlarında kendilerini var etmeye çalışırken yaşadıkları zorlukları ele alan bu biyografik film, işlediği evrensel değer temaları adına oldukça kıymetli bir eserdir.
NASA kapılarını kapasiteye duyduğu “umutsuz ihtiyaç” sebebiyle cinsiyet, ırk fark etmeksizin işe yarayabilecek herkese açmıştır.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyayı ikinci bir feminizm dalgası etkisi altına almıştır. Bu yeni akım ile Amerika’da da değişime duyulan ihtiyacın ve daha fazla yasal hakka talebin etkileri hissedilmiştir çünkü o dönemde özellikle kadınlar mühendislik gibi bilimsel içerikli işler için dikkate alınmamakta ve kanun önünde yetersiz görülmektedir. Amerikalı kadınlar için Amerika’nın Rusya ile girdiği uzay savaşı değişimin anahtarı olmuş; NASA kapılarını kapasiteye duyduğu “umutsuz ihtiyaç” sebebiyle cinsiyet, ırk fark etmeksizin işe yarayabilecek herkese açmıştır. “Herkes” kategorisine girmeyi başarmış olan Amerikalı kadınlar hem “Cinsiyet” hem de “Ten Rengi” bariyerini aşarak tabuları yıkmıştır. Ancak girdikleri bu yol siyahi kadınlar için beyazlar kadar kolay olmayacaktır.
Katherine Goble, çocuk yaşta matematiğe olan ilgisi ve yeteneğiyle erken yaşta ülkenin önemli üniversitelerinin birinden derece ile mezun olmuş siyahi bir bilim insanıdır. Kendisine NASA tarafından verilen karmaşık hesapların yapılması, yeni denklemlerin yazılması ve hesaplamalarda var olan yanlış ve eksikliklerin tespiti görevlerini üzerinde olan tüm alaycı bakışlara ve önüne konulan her türlü engele rağmen başarıyla sürdürmektedir. Aynı zamanda üç kız çocuğu annesi olan Katherine, evde hem anne hem baba rolünü üstlenmekte ve kızlarına mutlu bir aile ortamı sunarak onlara “kadın” olarak hayatta tek başına var olmada örnek olabilmek için var gücüyle gayret göstermektedir. İşyerinde siyahi kadın çalışanlar için ayrılmış bakımsız ve uzak tuvaletler, onlar için ayrı bir çalışma alanı ve hatta ayrı bir kahve makinesi gibi unsurlara maruz kalan Katherine’nin yaşadıkları, döneme egemen olan ırkçı tavırların altını çizmekte ve seyirciyi yaşanılan haksızlıklarla baş başa bırakmaktadır.
Mary en büyük hayali için verdiği savaş sırasında hakim karşısına çıkacak ve ten rengini değiştiremeyeceğini, ancak yasaları değiştirebileceğini söyleyecektir.
Mary Jackson, Langley Havacılık Laboratuvarı’nda aerodinamik deney tünelleri ve gerçek uçuş araçlarında hava akımının etkisi üzerinde çalışan siyahi bir bilim insanıdır ancak kendisinde doğuştan var olan mühendislik yeteneğini sadece siyahi olması nedeniyle yıllardır ötelemektedir. Beyazların gittiği okula ten rengi yüzünden gidemediği için mühendis olamayan Mary en büyük hayali için verdiği savaş sırasında hakim karşısına çıkacak ve ten rengini değiştiremeyeceğini, ancak yasaları değiştirebileceğini söyleyecektir. Bu sahne seyirciyi yapılan haksızlıklarla bir kez daha yapayalnız bırakacak ve haksızlığa direnerek asla pes etmeyen bu kadına karşı duyulan saygı ve hayranlık zirve yapacaktır.
Dorohty Vaughan ise NASA’daki ilk siyahi matematikçi ve İnsan Bilgisayar’dır. Yıllar boyunca çalıştığı kuruma verdiği kaliteli hizmet bile siyahi olmasının önüne geçememekte ve Dorothy, çalıştığı kurumda “Müdürlük” pozisyonunun tüm sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen bir türlü bu titre sahip olamamaktadır.
Gizli Sayılar , erkek egemen bir dünyada kadınların var olabilmek ve hak ettikleri saygıyı elde edebilmek için verdiği savaşı anlatmaktadır.
Filmde bu üç muhteşem kadının, John Glenn’in yaptığı Amerika Tarihi’nin ilk uzay uçuşunun arka planında nasıl hizmet verdikleri anlatılmaktadır. Öyle ki film boyunca sadece siyahi olmaları nedeniyle kendilerini ötekileştiren insanların hepsi filmin sonunda bu üç azimli ve başarılı kadının önünde eğilecek duruma gelmektedir. Katherine, Mary ve Dorothy film boyunca hem dönemin Amerika’sındaki ırkçılık sorunları ile hem de kadınların bilim alanlarında hafife alınması ile mücadele etmektedir.
Gizli Sayılar, erkek egemen bir dünyada kadınların var olabilmek ve hak ettikleri saygıyı elde edebilmek için verdiği savaşı anlatmaktadır. Gerçek hayattan esinlenilmiş filmleri seven ve hayatında ilham verici bir şeyler arayan tüm hemcinslerim ile kadının toplumdaki gücü ve önemini izlemek isteyecek karşı cinslerime önerebileceğim bir film. Hepinize iyi seyirler.