Koç Burcunda Dolunay – 7 Ekim 2025
7 Ekim sabahı TR- İstanbul saati ile 06:48’de Koç Burcunda Dolunay gerçekleşecek. Dolunay Koç burcunun 14. derecesinde gerçekleşiyor.
Koç Burcunda Dolunay, duygusal olarak ilk olmak, dürtülerinin peşinde koşmak, cesaret gerektiren konulara gözü kara bir şekilde atlamak ve hareketli olmak ister. Hareket varsa Koç’taki Ay memnundur. Biz de önümüzdeki iki hafta dürtüsel olarak Ay’ın Koç burcundaki formuna bürüneceğiz.
Koç Dolunayı içinde tutku olmayan her şeyi geride bırakmanın Dolunayıdır. Gösteremediğimiz cesareti gösterme zamanı, bizi acıtan insanları, olayları, ilişkileri, anıları, kısacası içinde savaş, çatışma olan her şeyi bırakma zamanıdır.
Ateş-kestir. Ama iyi ama kötü manada. Yananı, yakanla beraber söndürmektir.
Koç Burcunda Dolunay – 7 Ekim 2025
Koç Burcunda Dolunay gerçekleşirken, Güneş Terazi burcunda yer alır. Tam karşısında. Güneş bizim kimliğimiz kim olduğumuz bilgisidir. Ruhumuz, en küçük enerji parçamızdır. Her şey onda başlar.
Dolunay haritasında Terazi burcu yükseliyor ve Güneş, Dolunay haritasının birinci evine geliyor. “Muş” gibi yaptığımız bizden bahsediyor. Bazen sevdiğimiz bir iş sürsün, sevdiğimiz bir ilişki devam etsin, alıştığımız bir yer canımızı yaksa dahi orada kalmak isteriz. Kalırken de kendimize mecburi, “mış” gibi yaptığımız yeni bir “ben” yaratırız. Memnunmuş gibi yapan, üzülmüyormuş gibi yapan, karşı tarafı ve tabi ki kendimizi idare eden bir ben. Belki huzurluyuzdur veya huzuru bozmamaya çalışırız. Belki sadece çatışmak istemeyiz. Bir şeyleri savurmak yerine, istepne olmaya, yaraları bantlayıp görünmez veya küçük kılmaya meylederiz. Aynada bakıp gördüğümüz görüntümüzden memnun değilizdir, bazı şeyler de kabak gibi ortadadır ama biz gördüğümüzden de memnun gibi yaparız. Motivasyonu değişken olabilir ama biricik benliğimizi köşede bırakıp taktığımız maskeyi sahiplendiğimiz zamanlar olur. İnsanız, ayıbı yok.
Dolunaya ev sahipliği yapan Koç Burcu ise, benliğimizin en saf, en gelişmemiş, en evrilmemiş “ben” halini temsil eder. Koç, benliğini savunmak, kimlik veya özerklik duygusunu tehdit eden her şeye karşı savaşmak üzere programlanmıştır.
Sürekli değişen dünyamızda dokunulmamış, bozulmamış, hiç omurgası esnememiş bir kimliği korumak gerçekten mümkün mü?
Koç Dolunayı ve Etkileri
Evrende her şey zıttı ile var olur. Siyah’ın Beyaz’ı, İyi’nin Kötü’sü, Doğru’nun Yanlış’ı vardır. Dualite. Astroloji’de de her burç karşıt burcu ile vardır ve onun gölge özelliklerini taşır. Dolunay evresi bu iki zıt burç arasındaki gerilimi güçlendirerek çözüm çıkarmamızı, sorun yaratanı da ortadan kaldırmak için adım atmamızı sağlayan güçtür.
Her burcun mevsiminde, karşıt burcun Dolunay’ı gerçekleşir. Şu an Terazi mevsimindeyiz. Olabilecek en uyumlu halimizde. Adaptasyonumuzun yüksek olduğu, yeni bir zamana adım attığımız, ahengi yeniden yaratmanın mevsiminde. Şimdi ise karşıt burcunda bir Dolunay var. Amiyane tabirle “sıçmışım ahengine, “ben” bu işin neresindeyim?” dedirten bir Dolunay.
Bu, her şeyin tam ortasında, tam en uyumlu halimize gelmişken “öz”e, kendi kimlik duygumuza geri çağrıdır.
Esnemeyen her şey kırılır, doğrudur. Bu Dolunay, esnemekten kendimizi kaybettiğimiz, yumuşayacağız diye yapı taşımızı bozduğumuz bir yer varsa, onu ortadan kaldırmanın dolunayıdır.
Kendimizi tanımanın yolu başkalarından geçer. Herkeste bir parça buluruz. Her yeni ortamda bir brovür takarız. Kiminde gelişir, kiminde aşağı ivmelenir ama zamanla özü hep yontarız. BİZ işi aslında yeterince yontulmuş iki veya daha fazla “Ben”in birleşimidir.
Ancak problem şudur;
“Ben”ini dengeleyemeyen “BİZ”ini bulamaz!
Gerçek “ben” oluşuncaya kadar gelip giden herkes taşları aşındıran dalgadır. Bir an gelir, taş pırıl pırıl ve pürüzsüz olur. İşte o zaman nihai formuna ulaşır.
Koç Burcunda Dolunay, taşa faydası kalmamış dalganın başka koya gitmesine vesiledir.
Gerçek benliğe giden yolculuk, izolasyon veya mükemmellik değil, olduğumuz her şeyi, özellikle de bir başkasının bakış açısı ışığında ortaya çıkan kısımlarımızı, kucaklamakla ilgilidir. Fakat sarılmayı abartıyorsak ve kendimizi sürekli diğerinin ayakkabısında buluyorsak, “muş” gibi yapmak günlük kıyafetimiz olduysa, inkar etmek veya reddetmek hiç bir şeyi ortadan kaldırmaz.
Sürekli başkasının kıyafetini giyen, ona uyum sağlayan, kendi bedenini unutur.
Mars Akrep anaretik geçişi sırları açığa döker. Merkür Akrep de biriktirdiğini artık içinde tutamaz kusar. Satürn Retro, zaten var olan ve üstü örtülmüş sorunları “güzelleme”ye güç bulamaz artık. Ve sonuç;
Artık “mış” gibi yapamayacağız. Evren harekete geçeni sevecek. Aynada gördüğünden memnun olmayan, kendi özüne geri dönecek. Taşa faydası olmayan, onu yontup özüne yaklaştırmak yerine artık formunu bozan dalga da başka rüzgarla başka koya gidecek.
*Son olarak naçizane bir isteğim var sizlerden. Okuyor ve takip ediyorsunuz bunu ölçümleme panallerinden takip edebiliyorum. Aşağıdaki “Paylaş” butonuna basmak sizin için küçük benim içinse büyük bir fark yaratıyor. Hangi sosyal mecrada paylaştığınızın bir önemi yok. Benim için bu farkı yaratabilir misiniz?
