Nereye kaçarsan kaç, “O” hep orada… Adı “AŞK!”
byAŞKın en çok o insanı aptal eden halini özlüyorum… Sabah kalktığında sebepsizce mutlu uyanmayı, buluşma günü ve saati gelene kadar içinin kıpır kıpır etmesini, birlikteyken zamanı durdurma arzusunu, ayrılığın düşüncesinin dünyanın sonu ile eşdeğer olduğu o dünya ötesi halden bahsediyorum… Yapılan planların çıkış noktasının O’nun mutluluğu olduğu, O’nun için Ondan habersiz yapılan fedakârlıktan haz etme halinden bahsediyorum… Kulağa fısıldanan “seni seviyorum” cümlesinin kalp durduran etkisini, sadece güldüğü zaman dudağının kenarında beliren o çizgiyi günlerdir asık yüzünde bir anlık görmenin “şükürler olsun” dedirten gücünden bahsediyorum… Bir zamanlar dinlerken dalga geçtiğin şarkılarda kendi yaşanmışlıklarından parçalar bularak avaz avaz eşlik etmekten, sonunu düşünmeden, sadece anı düşünerek kendini aşka teslim etme halinden bahsediyorum… Ne yalan söyleyeyim ben âşık olmak istiyorum! Ve ne yalan söyleyeyim aslında korkuyorum…