14 Kasım 2016 Türkiye saati ile 15:52’de Boğa burcunun 22. Derecesinde Süper Dolunay gerçekleşecek.
Öncelikle Dolunay nedir?
Dolunay, Ay’ı tepede tabak gibi parıl parıl gördüğümüz, teknik olarak da Dünya’nın Güneş ve Ay arasında kaldığı durumdur.
Süper Dolunay nedir?
Süper Ay ya da süper Dolunay denen durum, Ay’ın Dünya’ya olan mesafesinin azalmasıdır. Ay, Dünya’ya oldukça yaklaşır ve o görsel, parlak tabak, daha da kocaman ve daha da parlak gözükür.
Nasa, resmi sayfasında, 1948’den beri Ay’ın Dünya’ya bu kadar yaklaşmadığını ve bir daha bu yakınlığa tekrar 2034’te geleceğini açıkladı.
Astrolojik pencereden baktığımızda, Astronomik panoramanın yansımalarını görürüz. Dolunay fazında Ay’ın enerjisi zirvededir. Enerjisini saklamaz. Doğadaki tüm canlılar bu enerjiden nasibini alır. Bitkiler bile hassaslaşır. İsterseniz deneyin, bugünlerde evdeki bitkinizin yapraklarından birini koparmayı deneyin, sonucu gözlerinizle görün.
Hayvanların, en azından yakın temasta olduğumuz hayvanların (evcil, sokak köpekleri vs gibi) huzursuzluğunu, daha fazla seslerinin çıktığını farkederiz.
Biz insanlar da kolaylıkla kendimizdeki farklılıkları gözlemleyebiliriz. Agresifleşiriz ve nedeni belli değildir. Yaşadığımız düzene yansıyan bu agresiflik, kazalara, kavgalara, trafik kazalarında, suç oranlarında artışa sebep olur.
Dolunayların bir çok etkisi var ve konumuz bu değil. Ancak Dolunay’ın etkilerini azaltmak istiyorsanız aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.
Dolunayın etkileri ile baş etme yolları
Konumuza dönelim…
1948 yılında gerçekleşen Süper Dolunay Aslan-Kova aksında gerçekleşmiş. Aslan, Kova’nın gücünü gösteremediği noktaları yeniden parlatmış. Az çok bilirsiniz, Kova burcu humanist bir burçtur, kendinden çok toplam faydayı önemser. İnsan eşitliğine ve herkesin özgür yaşam hakkına inanır. Ne olmuş derseniz 1948’deki Süper Dolunayda?
ABD Silahlı Kuvvetlerinde ırk ayrımcılığına son veren 9981 nolu İcra Emri imzalanmış.
Türkiye’de ise Milli Korunma Mahkemeleri kaldırılmış.
Konulara hakim değilseniz sorun değil, neyse ki google var. Her sorduğumuzun cevabını alabiliyoruz.
Boğa Burcunda Süper Dolunay
Basitten zora doğru gidelim.
Boğa burcundaki Ay’ın duygusal ihtiyacı kendine yeterli olmak, kendine ait olanları korumak, dünyevi konularda huzurlu ve güvende hissetmektir. Boğa’daki Ay’ın ayakları yere basar. Basamazsa inatlaşır veya duygu-durumundaki eksiklerini fazla yemek yemek, fazla uyumak gibi diğer duyu tatminleri ile tamamlamaya çalışır. Yavaşlar insan. Daha temkinli, daha ağır ama hedefe odaklı ilerler. İçine attıkları sesini kısar, konuşamadıkları boğazını ağrıtır. Garip bir şekilde tiroid bezleri yorulur, vücut boğaz enfeksiyonlarına açık hale gelir.
Süper Dolunay’ın yükseleni de Boğa ve haritanın 1-7 ev aksında tezahür ediyor.
İstisnai bir Dolunay haritası. Dilim döndüğünce maddeleyeceğim aşağıda. Cümlelerimin hayatınızda olanlara bir mana katmasını, size içsel bir yolculuk kapısını aralamasını umuyorum.
“Ben , ben , ben “ diye bağıran ama başka bir bedende bir ben arıyan bir ben.
Ruhsal yolculuğunu tamamlamaya çalışan, eğer tamamlamazsa başarıya ulaşamayacak olan bir ben.
İstikrar isteyen, güven isteyen, artık sırtında bir sıcaklık isteyen bir ben.
Ben olmak ve biz olmak arasında kalmış, “biz için benden vazgeçilir mi” diye sorgulayan bir ben.
Risk almayı öğrenmesi gereken, düzenini değiştirmek pahasına değişiklikler yapması gereken bir ben.
İçindeki güzellikleri öldürmüş, köklerini yakmış, tekamülünü yaşayan bir ben. Yine de ben vazgeçer mi yeni güzellikler doğurmaktan, yeni tohumlar ekmekten?
Duygusal eksikler yaşayan, mutsuz hisseden ama daha iyi ve istikrarlı hissetmek için yollar arayan bir ben.
Tutku ve derinleşme arayan, ancak içinde bulunduğu tüm duyguları da manipüle eden bir ben.
Ben artık tek başına olmak istiyor. Birlikte de tek olabilmek istiyor.
Bilinmeyenlerden korkuyor ama içinde bir ses; “hadi bak, aç kapıyı, bakalım içimde neler varmış” diyor.
Ben, gerçek benden korkuyor ama artık onu tanımak istiyor.
Ben’in bilinçaltı çok yoğun. Fikirlerinin, buluşlarının, yapmak istediklerinin ardı arkası kesilmiyor. Sürekli şimşekler çakıyor beyninde.
Ben’in hayat rutinleri artıyor. Dengeli bir kalabalık, ahenkli bir yoğunluk içine giriyor.
Sözleri, bir başkası ile tamamlanmasına yetmiyor.
Ben, uzaklaşmak istiyor, yapılamaz denenleri yapmak istiyor.
Ben isyan etmek istiyor. Diğerlerinin istediklerini değil, benin istediklerini yapmak istiyor ama bunu da ben-cilce yapmak istemiyor. Diğerlerinin benleri de mutlu olsun istiyor.
Ben, hayatında devrim yapmak için çok müsait. Güçlü olduğunu hissediyor. Bir şeyleri değiştirmesi, bir şeyleri yıkmak pahasına değiştirmesi gerektiğini biliyor.
Ben kurduğu ama gerçekleşmemiş hayallerine kırgın ve küskün. Ancak yaralarını iyileştirmeye, yeniden bir çevre kurmaya da şifası var.
Ben kendine madde üzerinden bir değer biçmeye çalışıyor ancak bilmeli ki değer kazanacağı noktalar koşulsuz tutkularından geçiyor. Ben bilmeli ki onun değer kazanacak birden fazla tutkusu ve yeteneği var.
Ve son olarak
Eğer bu yazı içinizde bir yere dokunduysa, lütfen paylaşın, izin verin daha fazla insana dokunabileyim.
Ben’den size selam olsun!